Clifton Yalısı

19. yüzyıl sonlarından günümüze uzanan geçmişiyle Boğaz'ın en nadide yalılarından biri olarak gösterilmektedir. Boğaz'dan tekneyle geçenlerin bakışlarını üzerine çeken Clifton Yalısı, günümüzde yenilenmiş siluetiyle kıyıda eski görkemini yeniden sergilemektedir. Deniz tarafından bakıldığında yalıya ait tarihi zarafet ve ihtişam, kıyı siluetine unutulmaz bir güzellik katmaktadır.

Tarihçe

Clifton Yalısı, 1890 yılında inşa edilmiş ve adını o dönemde bu yapıda yaşayan İngiliz Clifton Ailesi'nden almıştır. 1881–1907 yılları arasında bu yalıda yaşamış olan Dorina L. Neave (evlilik öncesi soyadı Clifton), burada geçirdiği yılları Twenty Six Years on the Bosphorus (Boğaziçi'nde 26 Yıl) adlı hatıra kitabında anlatmıştır. Hatta çocukluk anılarında, Boğaz'dan geçen gemilerin kendisini "Boğaziçi'nin Kraliçesi" olarak selamladığını aktarır. Ne yazık ki yalı, 1890 ve 1914 yıllarında iki büyük yangın geçirmiştir. Özellikle I. Dünya Savaşı sırasında, bir petrol tankerinin infilakıyla çıkan yangın sonucunda Clifton Yalısı çevresindeki 22 yalı ile birlikte tamamen kül olmuştur.

Yangınların ardından Clifton Yalısı'nın arsasında bu kez iki katlı kagir (taş) bir konak inşa edilmiştir. Cumhuriyet döneminde el değiştiren yapı uzun yıllar İsvan Ailesi'nin mülkiyetinde kalmıştır. 2006 yılında satışa çıkarılmasına rağmen, tarihi eser statüsündeki yapının restorasyon izinlerine dair tereddütler nedeniyle alıcı bulmakta zorlanmıştır. Sonunda 14 Ekim 2010'da Torunlar Holding'in sahibi iş insanı Aziz Torun, Clifton Yalısı'nı Ayşe Nilüfer Hayat (İsvan) ve Ömer Kemal İsvan'dan 11,5 milyon dolar bedelle satın almıştır. Yeni sahibi, yangınlar öncesindeki orijinal haline uygun bir rekonstrüksiyon yapmak üzere Anıtlar Kurulu'ndan onay alarak yalıyı tamamen yeniden inşa ettirdi. Betonarme ek yapıları kaldırılan yapının korunabilen taş duvarları ve tarihi kayıkhanesi güçlendirilerek özgün 19. yüzyıl mimarisine sadık kalınmıştır. Günümüzde Clifton Yalısı, Aziz Torun'un özel mülkü olup ziyarete açık değildir; ancak dışarıdan, özellikle deniz yoluyla yakından görülebilmektedir.

Yatla Keşif

İstanbul Boğazı'nın eşsiz manzarasında sıralanan tarihi yalıları denizden seyretmek, şehri keşfetmenin en büyüleyici yollarından biridir. Özellikle Clifton Yalısı gibi görkemli yalıların zarafeti, karadan ziyade deniz üzerinden bakıldığında çok daha iyi fark edilir. Boğaz turu sırasında dalgaların sesi ve meltem eşliğinde kıyı boyunca uzanan bu tarihî konakları izlemek, insana adeta zamanda yolculuk yapıyormuş hissi verir. Bu benzersiz deneyimi yaşamak isteyen gezginler için yat kiralama seçeneği, Boğaz'ın güzelliklerini doyasıya çıkarmanın en ideal yollarından biri olarak öne çıkmaktadır.

Kalabalık tur vapurlarından uzak, özel bir tekneyle Boğaz'ın tadını çıkararak tarihî yalıları yakından görmek hem keyifli hem de rahat bir keşif yoludur. Kendi rotanızı özgürce belirleyebileceğiniz bir yolculuk sayesinde Boğaz'ın incilerini dilediğiniz tempoda gezebilirsiniz. Sevdiklerinizle birlikte yat kiralayarak çıkacağınız böyle bir tur, tamamen size ait konforlu bir deneyim sunar. Dilediğiniz noktada durup manzaranın tadını çıkarabilir, fotoğraflar çekerek bu anları ölümsüzleştirebilirsiniz.

Boğaz kıyılarının tarih dolu atmosferini huzur içinde keşfetmek istiyorsanız, vakit kaybetmeden bir yat kiralayın ve bu ayrıcalıklı deneyimin keyfini çıkarın. Boğaz'da yapacağınız bir yat turu, yalnızca bir gezi değil; aynı zamanda İstanbul'un ruhunu hissetmenin en özel yollarından biridir. Dalgaların ritmi ve masalsı manzaralar eşliğinde kendi yatınızla çıkacağınız bu yolculuk, sizlere unutulmaz anılar kazandıracaktır