Rumeli Hisarı'nın hemen yanı başında, Boğaz kıyısında yer alan Hacı Kemalettin Camii, Osmanlı Sultanı I. Mahmut tarafından yaptırılan 18. yüzyıl eseri zarif bir camidir.
Halk arasında konumundan dolayı İskele Camii veya Çarşı Camii adıyla da bilinir. Tek şerefeli ince minaresi ve kesme taş-tuğla örgülü duvarlarıyla, arkasındaki tarihi kalenin heybetine rağmen mütevazı bir güzelliğe sahiptir. Camiyi çevreleyen sahil şeridi bugün kafeleri ve balıkçı tekneleriyle canlı bir atmosfere bürünmüştür; Boğaz'dan geçen teknelerden görülen cami silueti, İstanbul'un tarihi ve doğal dokusunu bir arada sunarak ziyaretçilerde unutulmaz bir ilk izlenim bırakıyor.
Tarihçe
Rumelihisarı semtindeki bu ibadethane aslında Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşayan denizci Pertek Ali Bey tarafından küçük bir mescit olarak yaptırılmıştır; ancak orijinal kitabesi kaybolduğu için kesin inşa tarihi bilinmemektedir. 18. yüzyılda Sultan I. Mahmut, mevcut mescidi genişleterek 1743 yılında bugünkü Hacı Kemalettin Camii'ne dönüştürmüştür. Bu yenileme sırasında yapının duvarları taş ve tuğladan örülmüş, ahşap çatısıyla klasik Osmanlı mimarisi tarzında inşa edilmiştir. İlginç bir ayrıntı olarak caminin zemin katı, inşa edildiği dönemde yedi kemerli bir kayıkhane (tekne barınağı) şeklinde tasarlanmıştır. Günümüzde kafeye dönüştürülmüş olan tonozlu alt bölüm, o dönemde Boğaz ulaşımının önemine işaret eden özgün bir mimari çözümdü.
Daha sonraki yıllarda cami 1763 tarihinde kapsamlı bir onarım görmüştür. 20. yüzyıla gelindiğinde ibadete olan ihtiyaç azaldığı için 1937'de cami kapatılmış ve bakımsız kaldığı yıllar boyunca yapıda bozulmalar meydana gelmiştir. Uzun süre harap vaziyette kalan cami, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek 1960 yılında yeniden ibadete açılmıştır. Son olarak 2021 yılında tamamlanan kapsamlı restorasyon çalışmasıyla cami tekrar eski ihtişamına kavuşturulmuş ve ibadete açılmıştır. Günümüzde hem yerel halk hem de ziyaretçiler, Hacı Kemalettin Camii'ni yenilenmiş yüzüyle Boğaz'ın tarihi mirasının bir parçası olarak deneyimleyebilmektedir.
Yatla Keşif
Boğaz'ın eşsiz güzelliklerini keşfetmenin en özel yollarından biri yat kiralama seçeneğidir. Özel bir yat ile Rumeli Hisarı önlerine doğru süzülürken, Hacı Kemalettin Camii'nin denizden görülen manzarasını dilediğiniz gibi seyredebilirsiniz. Yatınızın güvertesinden kalenin ve kıyıdaki caminin fotoğraflarını çekmek, karadan mümkün olmayan açılardan bu tarihi silueti ölümsüzleştirme fırsatı verir. Kalabalık tekne turlarının aksine, yat kiralama ile kendi rotanızı ve temponuzu belirleyebilir, Boğaz turunuzun tadını özgürce çıkarabilirsiniz.
Tarihte kayıkhane olarak hizmet veren bu caminin denizle iç içe geçmiş hikâyesini yat kiralayarak bizzat deneyimlemek mümkündür. Kendi kiraladığınız yatınızla Rumeli Hisarı sahiline yaklaşırken, asırlardır denizcileri selamlayan minareyi ve suyun hemen kenarındaki tarihi yapıyı yakından görme şansınız olur. Tekneden inerken dalga sesleri ve martıların eşliğinde, adeta yüzyıllar öncesine giderek Osmanlı döneminde Boğaz'da seyahat eden bir denizcinin gözüyle İstanbul'u izlediğinizi hissedeceksiniz. Yatınız sayesinde dilediğiniz noktada durup manzaranın keyfini sürebilir, dilerseniz kısa bir mola vererek caminin altındaki kafede bir çay eşliğinde Boğaz atmosferini içinize çekebilirsiniz.
İstanbul Boğazı'nın bu büyüleyici noktasını kendi programınıza göre keşfetmek isterseniz,
İstanbul'da yat kiralayın ve unutulmaz bir seyahat deneyimine yelken açın. Özel yatınızla yapacağınız Boğaz turu boyunca sadece Hacı Kemalettin Camii’ni değil, çevresindeki diğer tarihî yalıları, köprüleri ve sarayları da rahatça görme imkânı bulacaksınız. Yat kiralayın, çünkü bu sayede kalabalıklardan uzakta, Boğaz'ın masmavi sularında sevdiklerinizle baş başa özgün bir gezi yaşayabilirsiniz. İstanbul'un hem doğal güzelliklerini hem de tarih kokan kıyı yapılarının manzaralarını özgürce seyrederken, şehrin tadını en özel biçimde çıkaracağınızdan emin olabilirsiniz.