Kayalar Mescidi, İstanbul Boğazı'nın Avrupa yakasında Bebek ile Rumelihisarı arasında, sahil yolunda kayalıklar üzerinde konumlanmış küçük bir mescittir.
Neredeyse denizin dudak ucunda yükselen bu yapıyı Boğaz'dan tekneyle geçerken fark etmek zor değildir. Kiremit kaplı çatıları, ahşap duvarları ve zarif ölçekteki minaresiyle bir camiden çok tarihi bir Osmanlı sahil konağını andıran mescit, kıyı silüetinde hemen dikkat çekmektedir. Boğaz'ın mavi sularına yansıyan siluetiyle çevresine huzurlu ve büyüleyici bir hava katan Kayalar Mescidi, denizden bakanlara adeta geçmişe sessizce tanıklık eden bir mabedi selamlama hissi uyandırıyor. Bu mütevazı fakat etkileyici yapı, Boğaz'ın tarihî güzelliğine katkı sunan incilerden biri olarak ilk bakışta ziyaretçide unutulmaz bir izlenim bırakmaktadır.
Tarihçe
Kayalar Mescidi'nin inşası 17. yüzyılın ortalarına, Osmanlı padişahı IV. Mehmed dönemine uzanmaktadır. Tarihi kaynaklara göre mescit, 1662 yılında Sultan IV. Mehmed'in nişancıbaşılarından Sıdkı (Ahmet) Paşa tarafından yaptırılmıştır. O dönemde mescidin bulunduğu semt, Kayalar Köyü olarak anılmakta olup yapı adını çevresindeki kayalık arazi yapısından almıştır. Boğaziçi'nin köy yerleşimlerinde halkın ibadet ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilen birçok küçük mescitten biri olan Kayalar Mescidi, yüzyıllar boyunca hem kıyı sakinlerine hem de boğazdan geçen denizcilere hizmet vermiştir. Sade mimarisi ve konumunun getirdiği huzur ile bu mescit, Osmanlı döneminden günümüze uzanan önemli bir kültürel mirası barındırmaktadır.
Zaman içinde Kayalar Mescidi'nin ilk yapısı tahrip olmuş veya bilinmeyen bir sebeple yıkılmıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda mescit alanı, Kadiri tarikatına bağlı Durmuş Dede Tekkesi ile birlikte anılmaya başlanmış; bir dönem tekke ve mescit bir arada kullanılarak burası manevi bir merkez haline gelmiştir. Rivayete göre Şeyh Mâşuki adında bir mutasavvıfın naaşı kayalıklara vurup burada bulunduğunda tekkenin haziresine defnedilmiş ve bu olay mescide manevi bir anlam katmıştır. Ne var ki, tekke yapısı ve çevresindeki hazire zamanla harap olmuş; özellikle 20. yüzyılda sahil yolunun genişletilmesi sırasında tekke tamamen ortadan kalkmıştır
Günümüzde gördüğümüz Kayalar Mescidi'nin kendisi, özgün mimarisine sadık kalınarak 1987 yılında yeniden inşa edilmiştir. Ahşap karkas yapısı, kiremit çatısı ve küçük minaresi aslına uygun biçimde yenilenen mescit, ibadete açık olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Ziyaretçiler ve semt sakinleri, mescidin huzur dolu atmosferinde ibadet edebilir; hatta içerideki pencerelerden İstanbul Boğazı'nın manzarasını seyrederek ruhani bir dinginlik hissedebilirler. Tarihî kayıtlarda bânisinin türbesinin Eyüp Sultan haziresinde olduğu belirtilen mescidin bitişiğindeki mermer kitâbeli çeşme de Osmanlı döneminden bir hatıra olarak varlığını sürdürmektedir. Asırlara meydan okuyan Kayalar Mescidi, hem yerli mahalleliye hem de yolu düşen gezginlere geçmişle bağ kurma imkânı sunan mütevazı bir durak olma özelliğini koruyor.
Yatla Keşif
İstanbul Boğazı'nın tarihî yapılarını denizden keşfetmenin en özel yollarından biri, şüphesiz yat kiralama deneyiminden yararlanmaktır. Kalabalık vapurlar yerine kendinize ait bir tekneyle Boğaz'ın masmavi sularında süzülerek çıktığınız turda, rotanızı dilediğiniz gibi belirleme özgürlüğünüz olur. Bu sayede kıyı şeridindeki gizli kalmış incileri yakından görme şansı elde edersiniz. Bebek ile Rumelihisarı arasındaki kayalık burunda konumlanan Kayalar Mescidi de işte bu rotada karşınıza çıkan küçük ama etkileyici yapılardan biridir. Özel teknenizin güvertesinden, kalabalıktan uzakta, bu sahil mabedinin Boğaz'la kucaklaşan siluetini keyifle izlemek gerçekten ayrıcalıklı bir deneyim yaşatır.
Eğer Boğaz'ı yat kiralayarak keşfetmeyi seçerseniz, Kayalar Mescidi'ne deniz tarafından yaklaşarak yapının detaylarını ve çevresini çok daha yakından inceleme imkânı bulursunuz. Boğaz'da yapacağınız bir
yat gezisi sırasında karadan fark edilemeyen pek çok ayrıntı net biçimde görülebilir. Mescidin kayalık zemin üzerine oturan temeli, su seviyesindeki küçük pencereleri ve minaresinin dalgalarla birleşen yansıması gibi detaylar, tekneyle geçiş esnasında tüm açıklığıyla fark edilir. Martı sesleri ve esintiler eşliğinde yavaşça ilerlerken bu tarihî yapıyı farklı açılardan fotoğraflayabilir; dalgaların ritmiyle geçmişin izlerini bir arada hissetme fırsatı yakalayabilirsiniz. Boğaz'ın bu sakin köşesine denizden ulaşmak, ziyaretçilerine adeta zamanda yolculuk yapıyormuşçasına özgün bir keşif duygusu verir.
Unutulmaz bir Boğaz turu deneyimi için siz de bir yat kiralayın ve rotanızı Avrupa yakasındaki bu huzurlu semte doğru çevirin. Kendi programınıza göre planlayabileceğiniz özel tekne turunda, Kayalar Mescidi'nin önünden dilediğiniz tempoda geçebilir ve dilediğiniz noktada durarak manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Kalabalıklardan uzakta, sadece suyun ve rüzgârın sesleriyle baş başa kalacağınız bu yolculuk sayesinde İstanbul'un kültürel mirasını en özgür şekilde deneyimlemiş olacaksınız. Konforlu bir yat gezisi ile şehrin kalabalığından uzakta, Boğaz'ın serin esintisi eşliğinde unutulmaz anılar biriktirmeniz mümkün olacaktır. Böylece İstanbul seyahatinizin en özel anılarından birini, Boğaz'ın kıyısındaki bu küçük Osmanlı mirasını denizden selamlarken yaşayacak ve şehrin güzelliklerini bambaşka bir açıdan keşfetmenin mutluluğunu hissedeceksiniz.