Türker İnanoğlu Yalısı

Türker İnanoğlu Yalısı

İstanbul Boğazı'nın Anadolu yakasında, yeşil tepelerin eteğinde sıralanan tarihi Kanlıca yalıları arasında Türker İnanoğlu Yalısı kendine özgü bir silüet çiziyor.
Boğaz'dan tekneyle geçerken, geleneksel ahşap Osmanlı yalılarından farklı olarak kagir (taş) yapısıyla dikkati çekicidir. İsmini, Türk sinemasının ünlü yapımcılarından Türker İnanoğlu'ndan alan bu yalı, görkemli geçmişi ve konumuyla Boğaz'ın zarif incilerinden biridir. Kanlıca İskelesi'ne yakın konumdaki bu tarihi yapı, suların hemen kenarında yükselerek ziyaretçilerine hem İstanbul'un tarihine tanıklık etme hem de Boğaz manzarasının tadını çıkarma fırsatı sunuyor. İlk bakışta sade bir güzelliğe sahip olsa da, yalıya dair ilk izlenim derin bir tarihi mirasa ev sahipliği yaptığı yönündedir.

Tarihçe

Türker İnanoğlu Yalısı'nın yapımı 19. yüzyılın ilk yarısına uzanıyor. Sultan II. Mahmut döneminde Baha Molla tarafından inşa edilen ilk yalı, Kanlıca semtinin en eski sahilhanelerinden biriydi. Ne yazık ki bu erken dönem yalının tarihinde trajik bir olay da saklıdır: Baha Molla, bir gece yalısına giren soyguncular tarafından öldürüldü ve Sultan II. Mahmut, katilleri yakalatıp Kanlıca meydanında idam ettirdi. Sonraki yıllarda yalı, Maarif Nazırı şair Nevres Paşa ve ailesine ev sahipliği yaptı. Nevres Paşa'nın vefatından sonra el değiştiren yapı, 1880'lerde bazı onarımlar ve genişletmeler gördü; hatta ahşap kazıklı iskelesi taştan rıhtıma çevrilip arka bahçesine kalorifer sistemi dahi kurularak devrinin modern konforuyla donatıldı. Ancak Osmanlı'nın son dönemine tanıklık eden bu ahşap yalı, 1906 yılında büyük bir yangınla kül oldu.

Yalının yangın sonrası arsası ikiye bölündü ve rıhtım tarafındaki kısmı kulak burun boğaz uzmanı Dr. Hakkı Nevin (Türker İnanoğlu'nun babası) tarafından satın alındı. Dr. Hakkı Nevin, yanan yalının yerine 1900'lerin başlarında kagir (taş) bir konak inşa ettirdi. Günümüzde görülen Türker İnanoğlu Yalısı işte bu dönemden kalma, betonarme temelli ve taş duvarlı yapıdır. Yalının diğer bölümü ise bir süre Deniz Albayı Muzaffer Bey'e ait olmuş; onun vefatıyla varisleri bu kısmı emekli hakim Sami Temizel'e devretmiştir. 20. yüzyılın ortalarına kadar İnanoğlu Ailesi'nin ikametgahı olan kagir yalı, genç Türker İnanoğlu'nun çocukluk ve gençlik hatıralarına sahne oldu. Ünlü yapımcı İnanoğlu, anılarını kaleme aldığı "En Güzel Köy Bizim Köyümüz: Kanlıca" kitabında Kanlıca yalılarından ve semtin renkli cemiyet hayatından sıkça bahsederek bu kültürel mirası ölümsüzleştirmiştir.

Tarihi boyunca sayısız olaya tanıklık eden yalı, ne yazık ki orijinal dokusunu tam olarak koruyamadı. 20. yüzyılın sonlarına gelindiğinde geçirdiği değişiklikler sonucu klasik bir yalı görünümünden uzaklaşmıştır. Nitekim komşu Mehmet Muhtar Bey Yalısı'nın kuzeyinde bulunan Nevres Paşa Yalısı (Türker İnanoğlu Yalısı'nın eski adı), günümüzde artık mevcut olmayan bir yapı olarak anılıyor. Yani eski yalının yerinde bugün daha modern bir bina yükselmektedir ve yapı özel mülk olarak kullanılmaktadır. Yine de Türker İnanoğlu Yalısı, geçmişten gelen ismiyle Boğaz hattında anılmaya devam ediyor; hikayesi ve ismiyle İstanbul kültür mirasının bir parçası olmayı sürdürüyor.

Yatla Keşif

Boğaz'ın eşsiz manzarasını en iyi yaşayabileceğiniz yollardan biri, şüphesiz ki yat kiralama seçeneğidir. Kanlıca sahilini ve tarihi yalılarını denizden görmek, insana zamanda yolculuk yapıyormuş hissi verir. Özel bir yat turuyla Kanlıca'nın kıyıya dizilmiş zarif konaklarını yakından inceleyebilir, Türker İnanoğlu Yalısı gibi önemli yapıların önünden yavaşça süzülerek geçebilirsiniz. Boğaz'ın serin sularında ilerlerken, hem İstanbul'un doğal güzelliğini hem de bu yalıların etkileyici mimarisini fotoğraflama şansınız olur. Kendi rotanızı belirleyebileceğiniz bir yat kiralama deneyimi sayesinde kalabalıktan uzakta, Boğaz'ın tadını çıkararak tarihi yapıları keşfedebilirsiniz.

Tarihle iç içe bir gezi planlıyorsanız, Kanlıca ve çevresini tekneyle dolaşmak harika bir fikirdir. Özellikle Türker İnanoğlu Yalısı gibi eserlerin hikayelerini rehberinizden dinlerken, Boğaz'ın huzurlu atmosferinde seyre dalmak unutulmaz bir deneyimdir. Bu deneyimi yaşamak için İstanbul'da yat kiralamanız size büyük esneklik sağlar; dilediğiniz noktada durup fotoğraf çekebilir, Kanlıca'nın meşhur yoğurdunu tatmak için iskeleye yanaşabilirsiniz. Yatınızdan inip kısa bir yürüyüşle tarihî Kanlıca meydanını gezdikten sonra tekrar teknenize dönüp tura devam etmek oldukça kolaydır. Kendi yatınızla gezinmek, size hem lüks hem de özgürlük hissini bir arada yaşatacak, İstanbul'un güzelliklerini keşfetmenizi sağlayacaktır.

Boğaz'ın bu en güzel köşesini doyasıya keşfetmek isteyenlere küçük bir tavsiye: Gün batımında Kanlıca sahillerinde olmanın büyüsünü yaşamak için bir yat kiralayın. Akşam kızıllığında, Türker İnanoğlu Yalısı ve çevresindeki diğer tarihi yalılar ışıklar altında adeta masalsı bir tabloya dönüşür. Yatınızın güvertesinde sevdiklerinizle birlikte bu manzarayı izlerken, İstanbul Boğazı'nın geçmişten günümüze uzanan hikayesinin bir parçası olduğunuzu hissedeceksiniz. Üstelik yat turu sayesinde kalabalıklardan uzakta, tamamen size ait bir ortamda şehrin hem tarihini hem manzarasını kucaklayabilirsiniz. Unutmayın, Boğaz'ın tadı en güzel denizden çıkar; kendi rotanızın kaptanı olun ve İstanbul'un bu nadide semtini yat kiralama farkıyla keşfedin.