İstanbul Boğazı'nın Karadeniz'e açılan kuzey ucunda yer alan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrupa Yakası'ndaki Sarıyer ilçesine bağlı Garipçe Mahallesi ile Anadolu Yakası'ndaki Beykoz ilçesine bağlı Poyrazköy semtini birbirine bağlayan görkemli bir asma köprüdür.
2016 yılında hizmete giren ve "
Üçüncü Boğaz Köprüsü" olarak da bilinen bu yapı, adını Osmanlı İmparatorluğu'nun dokuzuncu padişahı ve ilk halifesi Yavuz Sultan Selim'den almıştır. İstanbul'un silüetinde kuzeyde yeni bir taç gibi yükselen köprü, 322 metreye varan dev kuleleri ve ince beyaz kablo askılarıyla hem mühendislik harikası hem de estetik açıdan etkileyici bir eserdir. Asya ile Avrupa'yı üçüncü kez buluşturan
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, dünyanın en geniş köprüsü olma unvanına sahip oluşuyla da (59 m genişlik) dikkat çekiyor. Yerli ve yabancı turistler için İstanbul Boğazı'ndaki bu devasa köprü, kentin modern yüzünü simgeleyen ve mutlaka görülmesi gereken bir cazibe noktasıdır.
Tarihçe
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün temeli, 29 Mayıs 2013 tarihinde görkemli bir törenle atılmıştır. Temel atma günü özellikle İstanbul'un fethinin 560. yıl dönümüne denk getirilerek tarihi bir anlam yüklenmiştir. Sarıyer Garipçe'de düzenlenen törene dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da katılmış ve köprünün adı ilk kez bu törende ilan edilmiştir. Projenin inşaatı, Türk ve İtalyan ortaklığındaki IC İçtaş – Astaldi konsorsiyumu tarafından üstlenilmiş; binlerce işçi ve mühendisin 24 saat esasına göre çalışmasıyla yaklaşık 3 yıl gibi rekor bir sürede tamamlanmıştır. Köprü, planlanandan kısa sürede bitirilerek 26 Ağustos 2016'da hizmete açılmıştır. Açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım hazır bulunmuş; böylece "
Boğaz'ın üçüncü incisi" olarak anılan köprü resmi olarak kullanıma sunulmuştur. Açılışı izleyen ilk beş gün boyunca köprüden geçişler ücretsiz gerçekleşmiş, yıl sonuna dek uygulanan indirimli tarifeyle de sürücüler yeni köprüye teşvik edilmiştir. Köprünün yapım amacı, İstanbul içindeki trafik yükünü hafifletmek ve özellikle ağır vasıta trafiğini şehrin dışına yönlendirmekti. Nitekim açılıştan itibaren kamyon ve otobüs gibi ağır tonajlı araçların
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yerine bu güzergâhı kullanması zorunlu hale getirilmiştir. Öte yandan, köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi toplumda farklı tepkilere yol açmıştır. Özellikle Alevi toplumunun bir kesimi, tarihsel nedenlerle bu adı eleştirerek protestolar düzenlemiş ve farklı bir isimlendirme talebini dile getirmiştir. Tüm tartışmalara rağmen Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Türkiye'nin son yıllardaki en önemli altyapı projelerinden biri olarak tarihe geçmiş ve İstanbul'un yakın dönem tarihinde yerini almıştır.
Mimari Özellikler
Kuzey Marmara Otoyolu projesinin bir parçası olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, tasarım ve mühendislik açıdan dünyada benzeri az bulunan bir yapıdır. Hibrit tasarımlı bir köprü olan Yavuz Sultan Selim, klasik asma köprü ile kablolu gergin eğik askılı köprü tipinin birleşimi şeklinde inşa edilmiştir. Bu sayede hem uzun açıklıkları geçebilmekte hem de ağır yükleri taşıyabilmektedir. Köprünün toplam uzunluğu yaklaşım viyadükleriyle birlikte 2.164 metredir; iki kule arasındaki ana açıklık ise 1.408 metredir. Bu ana açıklık, üzerinden demiryolu geçen asma köprüler arasında dünya rekoru niteliğindedir. Köprünün taşıyıcı kuleleri biri Avrupa, diğeri Asya yakasında olmak üzere iki adettir ve deniz seviyesinden yükseklikleri sırasıyla yaklaşık 322 m ve 318 m'dir. Bu yükseklik ile Yavuz Sultan Selim Köprüsü, kendi sınıfında dünyanın en yüksek kulelerine sahip köprülerinden biridir. Taşıyıcı sistemin genişliği tam 59 metredir ve 8 şerit karayolu ile ortada 2 şeritlik demiryolu hattını birlikte barındıracak kapasitededir. Köprü tabliyesinin altındaki boşluktan, yaklaşık 73 metre yüksekliğe kadar gemi geçişine izin verilmiştir. Rüzgârlı bir bölgedeki konumu göz önüne alınarak yapıda ileri mühendislik önlemleri alınmıştır: Köprü, saatte 276 km hızındaki fırtına rüzgârlarına ve "1000 yılda bir" gerçekleşmesi beklenen şiddette depremlere dayanıklı olacak şekilde tasarlanmıştır. Yapımında yaklaşık 230 bin metreküp beton, 50 bin ton inşaat demiri, 57 bin ton yapısal çelik ve 28 bin ton kablo kullanılmıştır. Bu çelik kablolarda kullanılan ince tellerin toplam uzunluğunun 124.832 km, yani dünyanın çevresini 3 kez dolaşacak kadar olduğu belirtilmektedir. On şeritli geniş yol tabakası için yaklaşık 8 milyon metreküp asfalt dökülmüştür. Tüm bu etkileyici sayılar, köprünün ölçeğini ve ihtişamını ortaya koymaktadır. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, modern mimarisiyle hem fonksiyonel hem de estetik bir yapı olarak tasarlanmış; gece aydınlatmalarıyla da İstanbul'un yeni simgelerinden biri haline gelmiştir.
Kültürel ve Toplumsal Önem
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul'un toplumsal hayatında ve kültürel manzarasında kısa sürede önemli bir yer edinmiştir. Bir ulaşım projesi olmanın ötesinde, Asya ile Avrupa'yı üçüncü kez birleştiren bu köprü, İstanbullular için gurur kaynağı olan bir "
Mega Proje" olarak anılmaktadır. İnşaatının tamamlanmasıyla birlikte şehir içi trafik akışına sağladığı katkı, günlük hayatta hissedilir bir rahatlama yaratmıştır. Özellikle ağır vasıtaların şehir merkezinden uzak bu kuzey güzergâhına yönelmesi, tarihi yarımada ve Boğaz çevresindeki trafik yoğunluğunu azaltarak kentsel yaşam kalitesine olumlu etki etmiştir. Köprü, İstanbul Havalimanı gibi kentin yeni gelişim alanlarına bağlantı sağlayarak ekonomik ve lojistik açıdan da stratejik bir rol üstlenmektedir.
Kültürel açıdan bakıldığında, Boğaz'ın ilk iki köprüsü (1973 ve 1988'de açılan) uzun yıllar boyunca İstanbul'un simgeleri arasında sayılmıştır; 2016'da açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü de bu geleneği devam ettirerek kentin modern simgelerinden biri haline gelmiştir. Halk arasındaki yaygın kullanım adıyla "Üçüncü Köprü", günümüzde hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin Boğaz turu rotalarında yer almaya başlamıştır. Köprünün özellikle geceleri yapılan ışıklandırmaları, İstanbul'un silüetine farklı bir renk katmaktadır. Resmî ve özel günlerde Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinde gerçekleştirilen ışık gösterileri, bazen Türk bayrağı renkleriyle bazen dost ve müttefik ülkelerin bayrak renkleriyle Boğaz'ı süslemekte ve halkın beğenisini kazanmaktadır. Örneğin köprü, milli bayramlarda kırmızı-beyaz ışıklarla donatılırken, uluslararası etkinliklerde veya dayanışma günlerinde farklı renklerde ışıklandırılarak adeta İstanbul'un duygularını yansıtan bir pano görevi görür.
Toplumsal hafızada Yavuz Sultan Selim Köprüsü, bir yönüyle Türkiye'nin mühendislik alanındaki atılımını temsil eden bir prestij eseri, diğer yandan ismiyle Osmanlı mirasını hatırlatan tarihi bir simge olarak yer etmiştir. Her ne kadar isim tercihine dair tartışmalar yaşanmış olsa da, bugün köprü geniş kesimler tarafından benimsenmiş ve kentin kolektif kimliğinin bir parçası haline gelmiştir.
Az Bilinenler ve İlginç Detaylar
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne dair, genel bilgiler dışında kalan bazı ilginç detaylar ve az bilinen gerçekler şunlardır:
Hızlı İnşaat Süresi
Köprü, yaklaşık 27 ay gibi kısa bir sürede tamamlanarak dünyanın en hızlı bitirilen büyük köprü projelerinden biri olmuştur. Bu rekor hız, dönemin başbakanının müteahhit firmadan inşaat süresini kısaltmasını talep etmesiyle başlayan esprili pazarlığın ardından gelmiştir (hatta temel atma töreninde "Quickly quickly!" hitabı kulağa çalınmıştır).
Dünya Çapında Rekorlar
Yavuz Sultan Selim Köprüsü 59 m genişliği ile dünyanın en geniş köprüsü, 322 myi aşan kule yüksekliğiyle dünyanın en uzun kuleli asma köprüsü ve 1.408 m ana açıklığıyla üzerinde demiryolu bulunan en uzun asma köprüdür. Ayrıca tüm asma köprüler içinde dokuzuncu en uzun orta açıklığa sahip olması da kayda değer bir diğer istatistiktir.
Kablo Uzunluğu
Köprünün taşıyıcı sisteminde kullanılan çelik halatlar içindeki tellerin toplam uzunluğu yaklaşık 124.832 km'yi bulmaktadır. bu, Dünya'nın çevresini 3 kez dolaşacak bir uzunluğa eşittir. Bu inanılmaz rakam, köprünün ardındaki mühendislik birikimini gözler önüne sermektedir.
Dayanıklılık
Köprü, rüzgâr tüneli testlerinde saatte 300 km hızdaki fırtınalara karşı bile dayanıklılık göstererek başarılı olmuştur. Tasarımında, İstanbul'a 65 km mesafedeki Kuzey Anadolu Fay Hattı da dikkate alınmış; köprü, 2.500 yılda bir olması muhtemel büyüklükteki depreme bile karşı koyabilecek sağlamlıkta inşa edilmiştir
Açılış Detayları
Köprü açıldığında, ilk 5 gün boyunca araç geçişlerinden ücret alınmamıştır. 2016 sonuna kadar uygulanan indirimli tarife sonrası, köprü ücretleri araç sınıfına göre belirlenmiştir. Yine açılışın hemen ardından yürürlüğe giren düzenlemeyle tüm ağır vasıtaların bu köprüyü kullanması mecburi hale getirilmiştir. Bu karar, şehir içi trafiğini rahatlatma hedefinin bir parçasıydı.
İsim Önerileri
Köprü inşaatı sırasında ismi açıklanmadan önce kamuoyunda farklı isim önerileri gündeme gelmiştir. Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim adı açıklandıktan sonra dahi, bazı kesimler Yunus Emre gibi daha birleştirici isimlerin verilmesini önermiştir. Resmî isim değişmese de bu tartışmalar dönemin sosyal atmosferinde yer bulmuştur.
Yatla Boğaz'dan Keşif
İstanbul Boğazı'nın serin sularında bir tekne gezintisine çıkıp Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün altından geçmek, şehrin bu modern şaheserini keşfetmenin en etkileyici yollarından biridir. Boğaz'ın kuzeyinde konumlanan köprü, denizden bakıldığında tüm ihtişamıyla gözler önüne serilir. Masmavi gökyüzü ile Karadeniz'in birleştiği ufuk çizgisinde yükselen kuleler, tekne güvertesinden bakarken insanı adeta büyüler. Hele gün batımında, gökyüzünün turuncuya boyandığı saatlerde köprünün silueti suya yansırken ortaya çıkan manzara tarif edilemez bir güzelliktedir.
Böylesine özel anları doyasıya yaşayabilmek için bir yat kiralamak, Boğaz turu planınızda harika bir fikir olabilir. Kalabalık tur teknelerinden farklı olarak yat kiralama seçeneği, size özel ve kişisel bir deneyim sunar. İster ailenizle küçük bir gezi, ister arkadaşlarınızla kutlama amaçlı bir organizasyon planlıyor olun, kendi rotanızı ve temponuzu belirleyebilme özgürlüğüne sahip olursunuz. Boğaz'ın sakin koylarında duraklayıp manzaranın tadını çıkarmak, tarihi yalıların ve kıyıdaki genel siluetin önünde fotoğraf çekmek gibi ayrıcalıklar, kiralık bir yat ile çok daha rahat gerçekleşir.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü denizden keşfetmek için yat kiralamanız, unutulmaz bir deneyimin kapılarını aralayacaktır. Profesyonel kaptan ve mürettebat eşliğinde, Boğaz'ın gizli kalmış güzelliklerine doğru yelken açabilirsiniz. Rüzgârın ve dalgaların ahengiyle ilerlerken, rehberlik hizmeti alarak İstanbul'un iki yakasındaki tarihi ve doğal zenginlikler hakkında da bilgiler edinebilirsiniz. Üstelik sadece köprüyle sınırlı kalmayıp Boğaz hattı boyunca yer alan tarihi camiler, saraylar ve kuleler gibi pek çok yapıyı da denizden görme şansını yakalayacaksınız. Yatınızın güvertesinden seyrederken, şehrin gürültüsünden uzakta olmanın huzuru ve panoramik manzaranın ihtişamı size eşlik edecek.
Boğaz gezisi planlarken
yat kiralamayı düşünmek, sevdiklerinizle paylaşacağınız özel anlar için değerli bir seçenek olabilir. Sessizce süzülen bir teknede, İstanbul'un iki yakasının güzelliği arasında gerçekleşen küçük bir kutlama, unutulmaz bir anıya dönüşebilir. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün altından geçerken güvertede durmak, manzarayla birlikte zamanın da durduğu hissini verir. Sadece rotanızı seçin, geriye keyifli bir Boğaz turunun tadını çıkarmak kalır.
Elbette Boğaz'da yat kiralayarak gezi yapmak, lüks ve konforu bir arada sunan bir deneyimdir. Tam donanımlı modern yatlar, konforlu oturma alanları, leziz ikramlarla dolu menüler ve müzik sistemi gibi imkanlarla gezi keyfinizi katlayacaktır. İsterseniz gündüz güneşin tadını çıkarabilir, isterseniz akşam yıldızlar altında köprünün ışık gösterilerini izleyebilirsiniz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün gece ortaya çıkan kırmızı ve beyaz ışıklarla bezenmiş hali, denizin üzerinde süzülürken size eşlik edecek muhteşem bir görsel şölendir. Boğaz'ın tertemiz havası, denizden esen meltem ve şehrin ışıklarıyla bütünleşen bu anlar, İstanbul ziyaretinizin en hatırda kalan parçalarından biri olacak.
Kısacası, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü tam anlamıyla yaşamak ve Boğaz'ın büyüleyici atmosferini hissetmek istiyorsanız, bir yat turu biçilmiş kaftandır. Kendi özel yatınızla Boğaz'ın derinliklerine açılıp köprünün altından geçerken, İstanbul'un geçmişten geleceğe uzanan hikayesinin bir parçasıymış gibi hissedeceksiniz. İster fotoğraf meraklısı bir gezgin olun, ister sadece huzur arayan bir doğa sever, bu deneyim size İstanbul Boğazı'nın ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün bambaşka bir yüzünü gösterecek. Sonrasında hafızanıza kazınacak manzaralar ve anılarla karaya döndüğünüzde, bu şehri ve onun üçüncü incisini gerçekten keşfetmiş olmanın mutluluğunu yaşayacaksınız.