İstanbul Boğazı'nın Avrupa yakasında, Rumelihisarı sahilinde bulunan Zeki Paşa Yalısı, kıyıdaki görkemli duruşuyla ilk bakışta dikkat çeken tarihî bir yapıdır.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün hemen altında konumlanan bu zarif yalı, şato görünümlü mimarisi ve ihtişamıyla Boğaz kıyısındaki diğer yapılardan hemen ayrılır. Osmanlı döneminden günümüze ulaşan Zeki Paşa Yalısı, İstanbul'un sahil şeridindeki simge yapılardan biri olarak değerini korumaktadır.
Zeki Paşa Yalısı'nın Tarihçesi
Zeki Paşa Yalısı, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit döneminde, Tophane Müşiri Mustafa Zeki Paşa (nam-ı diğer Filinta Mustafa) için 19. yüzyılın sonlarında inşa ettirilmiştir. Fransız asıllı Levanten mimar Alexandre Vallaury tarafından tasarlanan yapı 20. yüzyılın başında tamamlanmıştır. Dönemin önde gelen komutanlarından olan Zeki Paşa, bu gösterişli yalısını ailesiyle birlikte özellikle yaz aylarında kullanacağı bir sayfiye konutu olarak planlamıştı. Ne var ki 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanıyla gözden düşen Zeki Paşa, yalısında uzun süre oturamadan görevlerinden uzaklaştırıldı; sürgüne gönderilen Paşa 1914 yılında vefat etti. Zeki Paşa'nın ölümünün ardından Boğaz'ın incilerinden sayılan bu yalı el değiştirmeye başladı.
Osmanlı hanedanına mensup kişiler, Zeki Paşa Yalısı'nın sonraki sahipleri oldu. Son Osmanlı padişahı VI. Mehmet’in (Vahdettin) damadı Ömer Faruk Efendi, Zeki Paşa Yalısı'nı Zeki Paşa'nın ailesinden satın alarak kayınpederinin kızı Sabiha Sultan ve ailesiyle birlikte bir süre bu yalıda ikamet etti. 1924'te Osmanlı hanedan üyelerinin ülkeyi terk etmesi gerektiğinde Sabiha Sultan da İstanbul'dan ayrıldı; böylece yalı Cumhuriyet döneminde tekrar el değiştirdi. 1930'lu yıllarda yalı, İstanbul'un tanınmış ailelerinden Baştımar Ailesi tarafından satın alındı ve uzun yıllar boyunca özel konut olarak kullanıldı. 20. yüzyıl boyunca büyük ölçüde özgün dokusunu koruyan Zeki Paşa Yalısı, Ekim 2019'da 550 milyon TL bedelle satışa çıkarılmış ve Türkiye'nin en pahalı konutlarından biri olarak haber olmuştur. Günümüzde yalı hâlâ özel mülk statüsündedir. Tarihî eser niteliği taşıdığı için devlet koruması altında olan yapı, izinsiz değişiklik ve yıkıma karşı güvence altındadır. Son yıllarda yalının kapsamlı bir restorasyonla yenilenip turizme kazandırılması yönünde planlar ve haberler çıkmıştır. Bu planlar hayata geçerse Zeki Paşa Yalısı'nın müze veya kültürel bir mekân olarak halka açılması mümkün olabilecektir.
Zeki Paşa Yalısı'nı Yatla Keşfedin
İstanbul Boğazı'nın güzelliklerini keşfetmenin en keyifli yollarından biri, denizden yapılacak özel tekne gezintileridir. Şehrin Avrupa ve Asya kıyılarına inci taneleri gibi dizilmiş tarihî yalılar ve saraylar, deniz yönünden bakıldığında tüm görkemleriyle ortaya çıkar. Zeki Paşa Yalısı gibi yapıları Boğaz'ın serin sularından seyretmek, canlı bir tarih panoramasını izlemek gibidir. Kalabalık tur teknelerinin aksine daha özgür bir deneyim arayanlar için Boğaz'da kiralık yat seçeneği harika bir alternatiftir. Kendi rotanızı belirleyip sakin bir tekne turu yaparak bu tarihî mirasları yakından görmenin ayrıcalığını yaşayabilirsiniz.
Eğer Boğaz gezintinizi tamamen kişiselleştirmek isterseniz, yat kiralayarak dilediğiniz noktalarda durma özgürlüğüne kavuşabilirsiniz. Özel kiraladığınız bir yat ile seyahat ederken İstanbul'un incisi Sarıyer kıyılarındaki Zeki Paşa Yalısı'nın önünden istediğiniz tempoda geçebilir, dilediğiniz an demirleyip bu eşsiz yapıyı doyasıya seyredebilirsiniz. İster fotoğraf molası vermek ister yalının detaylarını incelemek için olsun, kendi programınızı uygulayabilmek size benzersiz bir Boğaz deneyimi yaşatacaktır. Üstelik kalabalıktan uzak, sadece sevdiklerinize özel bu yolculuk sayesinde Boğaz'ın hem doğal güzelliklerini hem de tarihî yapılarının hikâyelerini daha derinden hissedebilirsiniz.
Boğaz'ın büyüleyici atmosferini tam anlamıyla yaşamak için siz de bir yat kiralayın. Profesyonel kaptan ve mürettebat eşliğinde gerçekleştirilen kişiye özel yat gezilerinde, Sarıyer açıklarındaki Zeki Paşa Yalısı gibi tarihî eserlerin hikâyelerine denizden tanıklık etmek mümkündür. Özel yatınızın güvertesinde, Boğaz'ın tatlı esintisiyle çevrenizdeki manzarayı seyrederken İstanbul'un eşsiz siluetine farklı bir açıdan hayran kalacaksınız. Konforlu ve öğretici bir yolculuk sunan bu deneyim, İstanbul'un tarihî sahil şeridini keşfetmenin en ayrıcalıklı yolu olarak seyahatinize unutulmaz bir boyut katacaktır.