Hasip Paşa Yalısı

Hasip Paşa Yalısı

Boğaziçi kıyısında, Üsküdar'ın Beylerbeyi semtinde yer alan Hasip Paşa Yalısı, görkemli mimarisi ve tarihî dokusuyla İstanbul Boğazı'ndaki en dikkat çekici yalıların başında gelir.
19. yüzyılda Neo-klasik ve Neo-barok üsluplarda inşa edilen iki katlı bu sahilhane, beyaz boyalı cepheleri ve kırmızı kiremitli çatısıyla Boğaz'dan geçen teknelerden hemen fark edilir. Lüks detayları ve geniş bahçesi sayesinde geçmişte Boğaz'ın "en güzel ve en pahalı" yalıları arasında anılan yapı, zarif görünümüyle ilk görüşte hem yerli hem yabancı ziyaretçilere hayranlık uyandırıyor. Denize sıfır konumdaki Hasip Paşa Yalısı'nın özellikle deniz tarafından manzarası etkileyici olup, Boğaz'ın eşsiz güzelliğiyle bütünleşen silueti unutulmaz bir ilk izlenim bırakmaktadır.

Tarihçe

Mehmet Hasip Paşa tarafından 19. yüzyılın başlarında yaptırılan yalının inşası henüz tamamlanmak üzereyken büyük bir yangın felaketiyle karşılaştı. Osmanlı Devleti'nde Evkaf ve Maliye Nazırlığı gibi önemli görevler üstlenmiş olan Hasip Paşa'nın bu gözde yalısı küle dönünce, dönemin padişahı II. Mahmud paşasının üzüntüsünü dindirmek için harekete geçti. Sultan II. Mahmud, Hasip Paşa Yalısı'nı kendi hazinesinden finanse ederek yeniden inşa ettirdi. Böylece yalı, Çamlıca tepelerinin eteklerine kadar uzanan geniş korusu (bahçesi) ile birlikte eski ihtişamına kavuştu ve uzun yıllar Boğaz'ın en göz alıcı köşklerinden biri olarak anıldı. Hatta bir dönem İstanbullular arasında "Dünyanın en güzel şehri İstanbul; İstanbul'un en güzel yeri Boğaziçi; Boğaziçi'nin en güzel semti Beylerbeyi; Beylerbeyi'nin en güzel yeri Hasip Paşa Yalısı." şeklinde söyleyen bir tekerleme bile yayılmıştı. Bu durum, yalının dönemin insanları üzerindeki etkisini ve ününü göstermektedir.

Yalı, ilerleyen yıllarda pek çok tarihî olaya da sahne oldu. II. Mahmud döneminde bazı resmî toplantıların bu yalıda gerçekleştirildiği bilinmektedir. Daha sonra Sultan Abdülaziz devrinde, Mısır hıdivi ailesinden Mustafa Fâzıl Paşa yalının selamlık bölümünü kiralayarak burayı dönemin reformcu hareketi olan Genç Osmanlılar (Jön Türkler) için sık sık buluşma noktası haline getirdi. Bu sayede Hasip Paşa Yalısı, Osmanlı'nın siyasi ve entelektüel tarihine de iz bırakan bir mekân olarak anıldı.

20. yüzyılın ilk yarısında yalı, millî mücadele ve özel hayat hikâyelerine tanıklık etti. Kurtuluş Savaşı yıllarında (1919-1923) İstanbul'un işgal altında olduğu dönemde Hasip Paşa Yalısı gizli bir cephanelik olarak kullanıldı. Boğaz kenarındaki bu konum, Anadolu'ya silah sevkiyatının İngiliz işgal güçlerinden gizlice yürütülmesine imkân tanıdı ve yalı, İstiklal Mücadelesi'ne destek veren önemli noktalardan biri oldu. Aynı döneme yakın yıllarda yalı, trajik bir aşk hikâyesine de ev sahipliği yaptı. Hasip Paşa'nın torunu Hami Bey, Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa'nın kızı Prenses Fethiye ile evliydi; ancak Fethiye Hanım verem hastalığı yüzünden genç yaşta vefat edince Hami Bey büyük bir yasa boğuldu. Eşinin anısını yaşatmak isteyen Hami Bey, Fethiye Hanım'ın hayata gözlerini yumduğu odadaki eşyaları hiç elletmedi. Hatta o gece şamdanlarda yanmakta olan mumları bile söndürmeden bıraktı ve odanın kapısını kilitleyerek kimsenin girmesine izin vermedi. 1943 yılında kendi vefatına dek neredeyse yalısından hiç çıkmayan Hami Bey, günlerini eşinin güzelliğine benzettiği Boğaz manzarasını seyrederek geçirdi. Bu hüzünlü hikâye, yalının duvarları arasında geçen kişisel tarihlerin de önemine işaret etmektedir.

Ne yazık ki 20. yüzyılın ikinci yarısında Hasip Paşa Yalısı bir kez daha büyük bir yangınla sarsıldı. 1970'li yıllara gelindiğinde, yalının mirasçıları arsaya apartman yapma amacıyla köşkü kasten kundakladı; 1973 yılında çıkan yangında eşsiz harem binası tamamen yanarak harap oldu. Uzun süre metruk kalan yapı, ancak 1995 yılında orijinal planlarına sadık kalınarak aslına uygun biçimde restore edilebildi. Günümüzde yeniden ayağa kaldırılmış olan Hasip Paşa Yalısı, dışarıdan görkemli görünümünü korumaya devam etmektedir. Tarihî yalı özel mülk statüsünde olduğundan ziyarete açık olmasa da dışarıdan –özellikle deniz tarafından– seyredilebilmektedir.

Yatla Keşif

İstanbul Boğazı'nın benzersiz atmosferini doyasıya yaşamak ve bu tarihî yalının güzelliğini yakından görmek için en ideal yollardan biri yat kiralayarak boğaz turu yapmaktır. Beylerbeyi kıyılarında yatla süzülürken, Hasip Paşa Yalısı'nı denizden izleme fırsatı bulacaksınız. Denize sıfır konumdaki yalının süslü cephe detayları, geniş pencereleri ve görkemli duruşu, suyun üzerinden çok daha etkileyici bir perspektif sunar. Yalının önünde teknenizle yavaşça ilerlerken, hem tarihine dair edindiğiniz bilgileri hatırlayabilir hem de boğaz esintisinin keyfiyle bu manzarayı fotoğraflayabilirsiniz.

Bir yat turu sayesinde, Hasip Paşa Yalısı ve çevresindeki diğer etkileyici Boğaz yalılarını konforlu bir şekilde keşfedebilirsiniz. Karayolundan geçerken çoğu zaman yüksek duvarların ve ağaçların ardında kalan bu tarihî yapı, denizden bakıldığında tüm ihtişamıyla ortaya çıkıyor. Özel yat turunuz sırasında rehberiniz size yalının hikâyesini ve Boğaz çevresindeki önemini anlatabilir; böylece gezerken aynı zamanda İstanbul'un zengin tarihine de tanık olursunuz. Yat kiralama ile kendi rotanızı belirleyip kalabalıklardan uzakta, Boğaz'ın incilerini yakından deneyimlemek, hem yerli hem yabancı ziyaretçiler için unutulmaz bir deneyim olacaktır.

Boğaz'ın serin sularında dolaşırken, tarihi ve doğal güzellikleri bir arada yaşamak isteyen herkes bu eşsiz deneyime katılabilir. Siz de İstanbul'un bu büyüleyici yüzünü keşfetmek için bir yat kiralayın ve sevdiklerinizle birlikte Boğaz turuna çıkın. Özel bir yat kiralayın, rotanızı Beylerbeyi'ne doğru çevirin ve Hasip Paşa Yalısı'nı denizden selamlayın. Yatta ilerlerken hem Avrupa hem Asya yakasının panoramik manzaralarını seyredebilir, Boğaz'ın incileri sayılan yalıları birer birer fotoğraflayabilirsiniz. Tarihî Hasip Paşa Yalısı'nın önünden süzülerek geçerken, geçmişe bir yolculuk yapmış gibi hissedecek ve İstanbul Boğazı'nın masalsı güzelliğini doyasıya yaşayacaksınız.