Prenses Rukiye Yalısı

Prenses Rukiye Yalısı

İstanbul Boğazı'nın Anadolu yakasında, Kanlıca koyunun kuzey ucunda yer alan Prenses Rukiye Yalısı, ihtişamlı duruşuyla hemen dikkat çekmektedir.
Üç katlı, beyaz boyalı bu tarihi yalı, önünde Boğaz'ın serin suları ve arkasında yemyeşil Mihrabat Korusu ile kartpostallık bir manzara sunuyor. Boğaz'dan tekneyle geçerken neo-klasik üsluptaki zarif ahşap mimarisi göz kamaştırır. Gösterişli cephesi ve simetrik pencereleriyle bu yalı, Osmanlı döneminin sahilhane kültürünü yansıtan en etkileyici yapılardan biridir. İlk bakışta ziyaretçilere hem tarihi bir mirasın izlerini hem de Boğaz yaşamının estetik zenginliğini hissettirmektedir.

Tarihçe

Prenses Rukiye Yalısı'nın kökeni 19. yüzyılın ortalarına uzanmaktadır. İlk olarak Mehmed Vecîhî Paşa tarafından 1850 civarında inşa ettirilen yapı, o dönemde Vecihi Paşa Yalısı adıyla biliniyordu. Yalı, sonraki yıllarda Osmanlı Mısır hidiv (vali) ailesine mensup Prenses Rukiye'nin mülkiyetine geçti. Prenses Rukiye, Abbas Halim Paşa'nın kızı olarak dönemin önemli bir simasıydı ve evlilik yoluyla bu yalıyı eşinin ailesinden yüz görümlüğü, yani düğün hediyesi olarak devraldı. 1895 yılında Prenses Rukiye, çökme noktasına gelmiş olan eski yalının tek katlı kısmını yıktırarak yerine bugünkü görkemli yalının inşa edilmesini sağladı. Neo-klasik tarzda yeniden yaptırılan bu yeni yalı, onun şerefine Rukiye Sultan Yalısı olarak anılmaya başlandı.

Yalı, ismini aldığı prensesin ardından el değiştirmeye devam etti. Prenses Rukiye bir süre bu görkemli sahil konağında yaşadıktan sonra mülkünü Mısırlı Prenses İffet Hanım'a sattı. Bu dönemde yapı halk arasında Prenses İffet Yalısı olarak da anıldı. Ancak Prenses İffet'in ülkeden ayrılması üzerine yalı, 1957 yılında ünlü atçı ve Türkiye Jokey Kulübü eski başkanlarından Özdemir Atman tarafından satın alındı. Özdemir Atman, yalının selamlık bölümünü satın alıp kapsamlı bir yenileme gerçekleştirdi; diğer tarafta harem kısmı da ayrı bir sahibi tarafından kâgir (taş) bir yapıya dönüştürüldü. Tarih boyunca farklı sahiplerinin isimleriyle anılan yalı (Vecihi Paşa Yalısı, Prenses Rukiye Yalısı, Prenses İffet Yalısı, Özdemir Atman Yalısı gibi) Boğaziçi'nin kültürel mirasında önemli bir yere sahiptir. 1971 yılında tarihi eser olarak tescillenerek koruma altına alınan yapı, böylece Boğaz'ın nadide sivil mimari örneklerinden biri olarak günümüze ulaşmayı başarmıştır.

Yatla Keşif

İstanbul Boğazı'nın güzelliklerini keşfetmenin en özel yollarından biri yat kiralama ile kendi rotanızı belirlemektir. Kanlıca açıklarında demirleyip Prenses Rukiye Yalısı'nın eşsiz siluetini denizden izlemek, ziyaretçilere bambaşka bir perspektif sunar. Boğaz turunuz esnasında, yatınızın güvertesinden yalının detaylı işlemelerini ve sahile yansıyan zarafetini yakından görebilirsiniz. Üstelik özel bir yat turu sayesinde hem bu tarihi yalıyı hem de çevresindeki diğer Osmanlı yapıtlarını kalabalıktan uzakta, sakin bir atmosferde fotoğraflama imkânı bulacaksınız. Boğaz'ın mavi sularında süzülürken, bu görkemli yalının hikâyesini dinlemek ve manzarasının tadını çıkarmak unutulmaz bir deneyim olacaktır.

Kanlıca ve çevresindeki koylar, yat ile gezmek için son derece uygun ve keyifli rotalardır. Özellikle Prenses Rukiye Yalısı gibi kıyıya sıfır konumlanmış yalılara yaklaştıkça, tarihle iç içe geçmiş bir atmosfere adım atmış olursunuz. Yat kiralamanız halinde gezi planınızı tamamen kendinize göre ayarlayabilir, ister gün doğumunda ister gün batımında bu tarihi yalıyı Boğaz'ın doğal ışığında seyredebilirsiniz. Kendi yatınızla Boğaz turu yapmak, sadece ulaşım aracı değil aynı zamanda lüks ve konforlu bir gezi deneyimi anlamına gelir. Kanlıca'nın ünlü yoğurdunu tadabileceğiniz kıyı molaları veya Mihrabat Korusu manzaralı kısa bir duraklama gibi esneklikler de yat turunun ayrıcalıklarındandır. Bu sayede hem İstanbul'un yerli halkı hem de yabancı misafirler için Boğaz'ın incilerini keşfetmek çok daha özgür ve kişisel bir maceraya dönüşür.

İstanbul Boğazı'nın tüm bu tarihi güzelliklerini keşfederken, unutulmaz anılar biriktirmek için kendi teknenizin kaptanı olmanın tadını çıkarın. Boğaz boyunca sıralanan daha pek çok görkemli yalı ve saray, denizden bakıldığında büyüleyici bir panorama oluşturur. Bu panoramayı doya doya yaşamak ve özellikle Prenses Rukiye Yalısı gibi bir şaheseri yakından görmek istiyorsanız, siz de bir yat kiralayın. Kendi rotanızı çizerek, şehrin kalabalığından uzakta, Boğaz'ın serin esintileri eşliğinde İstanbul'un tarihi sahil şeridini keşfedin. Bu özel deneyim, kentin tarihine ve doğal güzelliklerine farklı bir pencereden bakmanızı sağlayacak; hem yerli hem de yabancı gezginler için İstanbul seyahatinin en unutulmaz anlarından biri olacaktır.