İstanbul Boğazı'nın Avrupa yakasında, Yeniköy sahilinde yer alan Selahattin Adil Paşa Yalısı, Boğaziçi'nin geleneksel yalılarından farklı mimari üslubuyla ilk bakışta dikkat çekmektedir.
Bu zarif yapı ahşap değil, tamamen kagir (taş) malzemeden inşa edilmiştir ve mimari detaylarında göz alıcı Art Nouveau üslubunun izleri vardır. Deniz tarafından bakıldığında yalının tüm cephe boyunca uzanan geniş balkonları ve kavuniçi (şeftali tonlarında) dış cephe rengi hemen fark edilir. Boğaz'ın sularından yükselen Selahattin Adil Paşa Yalısı, çevresindeki tarihi yapılar arasında hem rengi hem de batı etkisindeki estetiğiyle ayrı bir ihtişam sergilemektedir.
Tarihçe
Yalının inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 1940'lı yılların başında Selahattin Adil Paşa tarafından yaptırıldığı ve Paşa'nın bir süre bu yalıda yaşadığı bilinmektedir. Kurtuluş Savaşı'nda cephe komutanlığı yapmış, Atatürk'ün yakın silah arkadaşlarından olan Selahattin Adil Paşa (1882–1961), bu görkemli yapıyı Hicaz Emiri Şerif Hüseyin'in oğlu Emir Zeyd'den satın alarak kendi adını vermiştir. Osmanlı döneminden miras kalan birçok Boğaz yalısının aksine batı stili kagir mimariye sahip bu yalı, Cumhuriyet'in erken yıllarındaki zevk ve statüyü yansıtan özel bir konut olarak öne çıkmıştır. Yalı günümüzde halk arasında hâlâ Selahattin Adil Paşa Yalısı adıyla anılsa da, sonraki yıllarda el değiştirmesiyle farklı isimlerle de anılmıştır.
Paşa'dan sonra mülk, dönemin ünlü sanayicilerinden "Barajlar Kralı" Tahsin Uzel tarafından 1940'ların sonunda satın alınmıştır. Tahsin Bey, yalının bitişiğindeki komşu konağı da alarak her iki yapıyı tamamen yıktırmış ve arsaları birleştirerek yerine ünlü mimar Sedad Hakkı Eldem'e bugünkü devasa yalıyı inşa ettirmiştir. Bu yeni yapı, o dönemde Tahsin Bey Yalısı adıyla anılmaya başlanmıştır. Ne var ki inşaatın tamamlanmasından kısa bir süre sonra Tahsin Uzel büyük bir trajedi yaşamıştır: Avrupa'da eğitim gören oğlu Murat'ın mezuniyetini beklerken, genç adamın bir trafik kazasında hayatını kaybettiği haberini almıştır. Peş peşe gelen bu acı olay ve aynı dönemde Tahsin Bey'in şirketinin iflas etmesi, yalı hakkında yıllarca dillendirilecek bir "uğursuzluk" efsanesinin doğmasına yol açmıştır. Hatta ilk sahibi Tahsin Uzel'den sonra bu yalıyı alan hemen herkesin ekonomik sıkıntıya düşmesi, bunu destekleyen bir söylence hâline gelmiştir. Rivayete göre yeni yalı inşa edilirken bahçedeki eski bir Bizans ayazmasının yıktırılması, bu uğursuzluğun sebebi olarak anlatılagelmiştir. Elbette bu tür efsaneler yalının tarihi cazibesine gölge düşürmeyip; aksine burayı Boğaz'ın mistik hikâyelerinden birine sahip özel bir yapı olmasını sağlamıştır.
Tahsin Uzel'in vefatının ardından mirasçıları yalıyı 1960 yılında gazete patronu Kemal Ilıcak'a satmıştır. Sonraki yıllarda yalı birçok kez el değiştirmiştir. 1975'te ENKA Holding'in kurucularından iş insanı Sadi Gülçelik (bazı kaynaklarda Sadi Özçelik) yalının yeni sahibi olmuş, ancak Gülçelik 1980'de bir uçak kazasında hayatını kaybedince mülk tekrar Ilıcak ailesine dönmüştür. İlerleyen dönemde Ilıcaklar yalının mülkiyetini Show TV'nin sahibi medya patronu Erol Aksoy'a devretmiş; ancak Aksoy'un bankacılık faaliyetlerinin çöküşüyle yalı 2001 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından haczedilmiştir. Nihayet 2004 yılında yapılan müzayedede Suzan Sabancı Dinçer tarafından yaklaşık 15 milyon ABD doları karşılığında satın alınan yalı, İstanbul'un en yüksek değerli tarihi konutlarından biri olarak kayda geçmiştir. Günümüzde Selahattin Adil Paşa Yalısı özel mülk statüsündedir; yapının içi ziyarete açık değildir ve yalıyı yakından görmek isteyenler ancak dışarıdan, özellikle deniz tarafından, bu mimari şaheseri seyredebilirler.
Yatla Keşif
İstanbul Boğazı'nı keşfetmenin en keyifli ve konforlu yollarından biri,
Boğaz'da yat kiralama seçeneğinden yararlanmaktır. Kendi özel yatınızla Boğaz üzerinde gezerken şehrin gürültüsünden uzak, sakin ve özgür bir atmosferde yol alabilirsiniz. Üstelik yat kiralama sayesinde tarihi yalıları ve sarayları denizden, en güzel cepheleriyle görme fırsatı bulursunuz. Kalabalık tekne turlarının aksine, rotanızı ve temponuzu dilediğiniz gibi belirleyebileceğiniz bu deneyim, İstanbul'un güzelliklerini gerçek anlamda yaşayabilmeniz için idealdir.
Bir yat kiralayarak Yeniköy ve civarındaki kıyı şeridini kendi programınıza göre gezebilirsiniz. Özellikle Selahattin Adil Paşa Yalısı gibi görkemli yapıları yakından incelemek ve fotoğraflamak için yatınızla kıyıya makul mesafede yaklaşma şansınız olacaktır. Yat kiralayarak Boğaz'ın bu kesimindeki diğer ünlü yalıları – örneğin hemen yakınındaki Tahsin Uzer Yalısı, Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı veya biraz güneydeki Sait Halim Paşa Yalısı – tek seferde rahatça görebilirsiniz. Kendi temponuzda seyrederek, hem İstanbul'un doğal güzelliklerinin hem de tarihi konaklarının tadını çıkarma imkânınız olur.
Boğaz'ın eşsiz manzarasını ve tarihi yalılarını doyasıya keşfetmek istiyorsanız, siz de bir yat kiralayın ve bu benzersiz deneyimi yaşayın. İster gündüz saatlerinde masmavi sular üzerinde süzülerek yalılara yakın geçin, ister günbatımında ışıklar altında boğazın romantik atmosferini hissedin – yatla gezi her zaman unutulmazdır. Kendi özel yatınızı kiralayarak İstanbul'un bu incisini rehber eşliğinde veya dilediğiniz gibi gezebilir, tarih kokan kıyılarda özgürce dolaşmanın ayrıcalığını yaşayabilirsiniz. Boğaz'da yat keyfi, hem yerli hem de yabancı ziyaretçiler için İstanbul'un büyüsünü en özel şekilde deneyimlemenin yoludur.