Boğaz sularından bakıldığında, Kandilli kıyısında zarif siluetiyle göze çarpan Serasker Rıza Paşa Yalısı, İstanbul'un tarihi yalılarından biridir.
Gösterişten uzak duruşu ve açık gri boyalı ahşap cephesiyle son derece zarif ve bir o kadar da mütevazı bir etki bırakmaktadır. İki katlı bu tarihi yalı, palmiye ağaçlarıyla çevrili bahçesi ve denize inen merdivenleriyle Osmanlı döneminin Boğaziçi yaşam tarzını günümüze taşıyan bir tablo gibidir. İlk izlenimde ziyaretçilere nostaljik bir huzur veren yapı, İstanbul Boğazı'ndan geçen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Tarihçe
Serasker Rıza Paşa Yalısı'nın geçmişi 19. yüzyıl Osmanlı dönemine uzanmaktadır. Yalının ilk yaptıranı, dönemin önemli devlet adamlarından Mustafa Nuri Paşa olarak biliniyor. Bazı kaynaklar, Sultan Abdülaziz'in bu yalıyı inşa ettirip Mustafa Nuri Paşa'ya hediye ettiğini de rivayet etmektedir. Mehmed Rıza Paşa (Serasker Rıza Paşa) ise Sultan II. Abdülhamid döneminde 17 yıl boyunca Harbiye Nazırı (Serasker, yani Savunma Bakanı) olarak görev yapmış önemli bir Osmanlı paşasıydı. Mustafa Nuri Paşa'nın vefatından sonra yalı, II. Abdülhamid'in iradesiyle Serasker Rıza Paşa'nın mülkiyetine geçti. Böylece yalı, ismini bu ünlü paşadan alarak anılmaya başlandı. Osmanlı'nın son döneminde sadelik içinde ihtişamı barındıran bu yalı, uzun süre Rıza Paşa ailesinin Boğaziçi'ndeki ikametgâhı oldu.
20. yüzyılın başlarında yaşanan çalkantılı yıllarda yalının kaderi de değişti. 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanı ve Rıza Paşa'nın görevden uzaklaştırılması sonrasında, İttihat ve Terakki Cemiyeti bir süre yalıya el koyarak burada Rehber-i İttihad-ı Osmanî Mektebi adında bir özel okul açtı. Rıza Paşa 1920'de İstanbul'a döndüğünde yalı tekrar sahibine kavuştu; ancak Paşa aynı yıl hayatını kaybederek Osmanlı'nın son seraskeri olarak tarih sahnesinden çekildi. Cumhuriyet'in ilk yıllarında yalı bir süre boş kalsa da 1920'lerin sonunda ana yapıda ciddi tahribat yaşandı. Yalının büyük kısmı bir yangın veya yıkım sonucu maalesef ortadan kalktı. Günümüze ulaşan kısım ise bahçedeki ek yapı olup, 1990 yılında gerçekleştirilen özenli bir restorasyonla eski ihtişamından izler taşıyacak şekilde korunmuştur. Tarihî yalı, orijinal dokusunu büyük ölçüde koruyan zarif dış görünüşüyle bugün hâlâ İstanbul'un kültürel mirasının bir parçası olarak Boğaz kıyısında varlığını sürdürmektedir.
Yatla Keşif
Boğaziçi'nin incisi konumundaki bu yalıyı denizden keşfetmek, size İstanbul'un tarihini ve doğal güzelliğini bir arada sunacaktır. Özellikle yat kiralama yaparak boğaz turuna çıktığınızda, Serasker Rıza Paşa Yalısı gibi tarihi yapıların detaylarını yakından görme şansınız olur. Kendi rotanızı belirleyip yavaşça kıyıya yaklaşırken, yalının ahşap süslemeleri ve sahile uzanan merdivenleri daha da etkileyici hale gelir. Bir tekne gezisi sırasında dalga sesleri eşliğinde bu yapıyı izlemek, şehrin kalabalığından uzakta geçmişe doğru bir yolculuk hissi uyandırır.
Eğer İstanbul Boğazı'nın bu eşsiz güzelliğini tam anlamıyla yaşamak istiyorsanız, bunun en iyi yolu bir
yat kiralamanız olacaktır. Kendi kiraladığınız yatınızla boğazın serin sularında süzülürken, hem Anadolu yakasının hem Avrupa yakasının kıyılarını özgürce gezebilirsiniz. Rehberli bir turla veya bireysel olarak yapacağınız yat gezisinde, Serasker Rıza Paşa Yalısı gibi tarihi yalıların yanı başından geçerken dilediğinizce fotoğraf molası verebilir, bu yapılara dair anlatılan efsaneleri kaptanınızdan dinleyebilirsiniz. Yatınızın güvertesinden, İstanbul'un hem doğal hem de kültürel siluetini kesintisiz bir panoramayla seyretmek, ziyaretçiler için unutulmaz bir deneyim olacaktır.
İstanbul seyahatinizde Boğaz turunu ihmal etmeyin ve fırsatınız varsa bir yat kiralayın. Kendi yatınızı kiralayıp boğaz sularına açıldığınızda, şehrin karmaşasından uzaklaşıp suyun ve tarihin buluştuğu bir keşfe yelken açarsınız. Kandilli kıyılarındaki Serasker Rıza Paşa Yalısı'nı denizden selamlarken, aynı anda bu kadim kentin onlarca başka tarihi yalı ve sarayını da görme imkânı bulacaksınız. Boğaz'ın tertemiz esintisi eşliğinde yapılacak bir yat turu, hem yerli hem yabancı konuklar için İstanbul'u tanımanın en keyifli ve özgün yollarından biridir. Bu benzersiz deneyimle, İstanbul Boğazı'nın altın çağlarından izler taşıyan yalılarını keşfederken tatilinize unutulmaz bir anı eklemiş olacaksınız.