Yusuf Ziya Paşa Köşkü

Yusuf Ziya Paşa Köşkü

İstanbul Boğazı'nın Avrupa yakasında, Sarıyer ilçesine bağlı Rumelihisarı semtinde bulunan Yusuf Ziya Paşa Köşkü, sıra dışı mimarisiyle hemen dikkat çekmektedir.
Kırmızı tuğla cepheli ve kuleli yapısı sayesinde çevresindeki geleneksel yalılar arasında farklı bir siluet oluşturan bu tarihî konak, halk arasında Perili Köşk adıyla da biliniyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün Avrupa yakası ayağının hemen yakınında yükselen köşk, Boğaz sahilinden bakıldığında adeta bir şatoyu andıran heybetli bir görünüme sahiptir. Günümüzde Yusuf Ziya Paşa Köşkü, Borusan Holding'in yönetim merkezi olarak kullanılmakta ve hafta sonları Borusan Contemporary çağdaş sanat müzesine ev sahipliği yapmaktadır. Hem mimari ihtişamı hem de güncel kullanımıyla köşk, Boğaz manzarasına karşı geçmişin görkemini modern bir işleve başarıyla taşımaktadır.

Yusuf Ziya Paşa Köşkü'nün Tarihçesi

Yusuf Ziya Paşa Köşkü'nün inşasına 1910'lu yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde başlandı. Köşkün banisi Yusuf Ziya Paşa, o dönemde Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa'nın başyaveri olarak görev yapan varlıklı bir Osmanlı devlet adamıydı. I. Dünya Savaşı'nın 1914'te patlak vermesiyle köşkün inşaatında çalışan ustaların cepheye (askere) gitmesi sonucu çalışmalar durdu ve bina tamamlanamadı. Uzun süre yarım kalan inşaat nedeniyle özellikle ikinci ve üçüncü katlar boş kalmış, bu da yapının metruk (terk edilmiş) bir görünüme bürünmesine yol açmıştı. Bu dönemde çevrede yayılan söylentiler üzerine halk arasında yapıya Perili Köşk adı takıldı. İnşaatın uğursuzluk getirdiği, içinde cin veya perilerin dolaştığı yönünde efsaneler kulaktan kulağa yayılarak köşkün namı yıllarca gizemli bir hikâyeyle birlikte anıldı.

Yusuf Ziya Paşa ve ailesi, inşaat eksiklerine rağmen bir süre köşkün alt katlarında yaşamış olsa da Paşa'nın 1926 yılındaki vefatından sonra konak büyük ölçüde kaderine terk edildi. Uzun yıllar bakımsız kalan yapı, Cumhuriyet döneminde Paşa'nın mirasçılarına ait olarak kaldı ve kullanılmadı. Nihayet 1993 yılında köşk, iş insanı Basri Erdoğan tarafından tüm hissedarlarından satın alındı. Ardından 1995-2000 yılları arasında mimar Hakan Kıran liderliğinde kapsamlı bir restorasyon ve tamamlama projesi yürütüldü. Yarım kalmış katlar asıl plana uygun şekilde tamamlanırken, binanın dış cephesi özgün tasarımına sadık kalınarak restore edildi. Restorasyonda cephede kullanılan kırmızı tuğlalar, orijinal dokuya uygun olması için özel olarak İngiltere'den getirildi. Modern ofis kullanımına uygun iç düzenlemelerle köşk 2000 yılında adeta yeniden hayat buldu. Kısa bir süre sonra Borusan Holding, yenilenen köşkü uzun süreli kiralayarak genel merkezini buraya taşıdı ve 19 Şubat 2007 tarihinden itibaren faaliyetlerini bu tarihî mekânda sürdürmeye başladı. Ayrıca 2011 yılında Borusan Contemporary adıyla ofis-müze konseptinde bir çağdaş sanat müzesi ziyarete açıldı; böylece köşk, hafta içi ofis, hafta sonları ise müze olarak İstanbullulara hizmet vermeye başladı.

Yusuf Ziya Paşa Köşkü'nün Mimari Özellikleri

Yusuf Ziya Paşa Köşkü, geç Osmanlı döneminin eklektik mimari üslubunu yansıtan gösterişli bir yapıdır. Boğaz kıyısındaki pek çok geleneksel yalının aksine ahşap yerine kırmızı tuğla ve kesme taş malzemeyle inşa edilen cepheleri, binaya farklı ve dikkat çekici bir görünüm kazandırmıştır. Dış mimarisinde Avrupa'daki şato tarzını andıran sivri külahlı kulesi ve zarif süslemeleriyle köşk, masalsı bir dış cepheye sahiptir. Plan ve kütle olarak da döneminin yalı tipolojisinden çok daha büyük ölçekli tasarlanan yapının yaklaşık 9 katlı oluşu ve 5.000 m² civarındaki kullanım alanı, onu Boğaz kıyısındaki en heybetli konaklardan biri haline getirmiştir. İnşaatının uzun süre yarım kalıp harap halde kalmasının ardından gerçekleştirilen yenileme sayesinde günümüzde köşk, hem tarihi atmosferini korumakta hem de görenlerde görkemli bir masal şatosu izlenimi uyandırmaktadır.

Restorasyon sonrasında yapının özgün mimari detayları büyük bir titizlikle korunmuştur. Dış cephenin tuğla ve taş kaplamaları aslına uygun biçimde yenilenmiş, hatta gerekli malzemeler eski dokuyu yakalayabilmek adına yurt dışından özel olarak temin edilmiştir. Köşkün dış görünüşündeki tarihî karakter muhafaza edilirken, iç mekânlar günümüz ihtiyaçlarına göre modern ve ferah ofis alanları şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Yaklaşık on katlı bu görkemli yapının konumu, en üst katlardan Karadeniz ve Marmara Denizi yönlerindeki Boğaz çıkışlarını aynı anda görmeye imkân tanımaktadır. Kuleli silueti, ince işçilikli cephe detayları ve etkileyici konumuyla Yusuf Ziya Paşa Köşkü, İstanbul'un kültür mirası yapıları arasında özel bir yere sahiptir.

Yusuf Ziya Paşa Köşkü'nü Yatla Keşfedin

İstanbul Boğazı'nın eşsiz manzarasını keşfetmenin en keyifli yollarından biri, suların üzerinden bu güzelliğe tanık olmaktır. Bir yat ile yapılan Boğaz turunda, kıyıdaki yalıları ve köşkleri deniz cephesinden görmek, kente dair bambaşka bir perspektif sunar. Yusuf Ziya Paşa Köşkü de denizden bakıldığında tüm ihtişamıyla karşınıza çıkar ve çevresindeki doğal güzelliklerle bütünleşen etkileyici bir tablo oluşturur. Kalabalıktan uzakta, dalgaların ritmi eşliğinde yapacağınız bu özel yolculuk, İstanbul'un tarihine ve mimarisine dair daha önce fark etmediğiniz ayrıntıları keşfetme fırsatı verir.

Boğaz'ı özgürce dolaşmanın en konforlu yolu, özel bir yat kiralama hizmetinden yararlanarak kendi rotanızı belirlemektir. Kendi kiraladığınız yat ile Boğaz turuna çıkmak, tarifeli vapur gezilerine alternatif olarak size çok daha kişisel bir deneyim yaşatır. İstediğiniz noktada durup bu eşsiz köşkü veya kıyıdaki diğer tarihi yapıları denizden seyredebilir, dilediğiniz kadar fotoğraf çekerek manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Özel yatınızla yapacağınız gezi, hem lüks hem de esnek bir şekilde Boğaz'ın incilerini keşfetmenize imkan verir.

Yat kiralayarak İstanbul'un mavi sularına açıldığınızda, şehrin tarihi yapıları ve doğal güzellikleri size bambaşka yüzlerini göstermeye başlayacaktır. Dalgaların üzerinde süzülürken, gerek Yusuf Ziya Paşa Köşkü gerekse diğer sahilhaneler günün farklı saatlerinde ışığın etkisiyle değişen büyüleyici manzaralara bürünür. Siz de bu benzersiz deneyimi yaşamak için bir yat kiralayın ve Boğaz'ın güzelliklerini kendi programınıza göre keşfetmenin tadını çıkarın. Mavi sular üzerindeki özel turun sonunda, İstanbul'un kalbinde unutulmaz anılar biriktirmiş olacaksınız.