15 Temmuz Şehitler Köprüsü

15 Temmuz Şehitler Köprüsü

İstanbul Boğazı'nın Avrupa ve Asya yakalarını birleştiren 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, şehrin silüetindeki en ikonik yapılardan biridir. Ortaköy (Avrupa) ile Beylerbeyi (Anadolu) semtlerini birbirine bağlayan bu görkemli asma köprü, 1973 yılında tamamlanmış olup yaklaşık 1,5 kilometre uzunluğundadır.
Eski adıyla Boğaziçi Köprüsü veya halk arasındaki tabiriyle Birinci Köprü olarak da bilinen yapı, açıldığı günden bu yana İstanbul'da "Boğazın gerdanlığı" olarak anılmaktadır. Gündüzleri heybetli duruşu, geceleri ise renkli aydınlatmasıyla Boğaz manzarasına ayrı bir güzellik katan köprü, günümüzde günde ortalama 190 bin civarında aracın geçtiği yoğun bir ulaşım arteridir.

Tarihçe

İstanbul Boğazı'na köprü yapma fikri, tarihte oldukça eskiye dayanır. Antik çağda Pers Kralı Darius'un MÖ 5. yüzyılda ordusunu gemilerden kurulu bir köprü ile Boğaz üzerinden geçirdiği rivayet edilir. Modern çağda ise iki kıtayı kalıcı olarak birleştirecek bir köprü inşa etme hayali, 20. yüzyılda gerçeğe dönüştü. 1967 yılında Türkiye, uluslararası mühendislik firmalarından Boğaz Köprüsü için proje teklifleri aldı ve İngiliz Freeman Fox & Partners firmasının önerisini kabul ederek 1968'de anlaşma imzaladı. Köprünün inşaat ihalesini ise Alman Hochtief AG ile İngiliz Cleveland Bridge & Engineering Company ortak girişimi kazandı.

20 Şubat 1970'te temeli atılan köprünün inşaatı yaklaşık 3,5 yıl gibi rekor sayılabilecek bir sürede tamamlandı. Cumhuriyet'in ilanının 50. yılı şerefine 30 Ekim 1973 tarihinde görkemli bir törenle hizmete açılan köprünün kurdelasını dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk kesti. Toplam maliyeti o dönemde yaklaşık 22 milyon ABD doları olan proje, açıldığı tarihte Amerika Birleşik Devletleri dışında dünyanın en uzun asma köprüsü unvanına sahipti. İlk günün coşkusuyla on binlerce İstanbul'lu, tören sonrası yaya olarak köprüden Asya'dan Avrupa'ya geçmek isteyince, statik yükün beklenmedik şekilde artmasıyla köprü sallanmaya başladı; kısa süreli panik yaşansa da herhangi bir zarar oluşmadı.

Köprü açıldığında şehrin trafik sorununa köklü bir çözüm getireceği umulsa da ilerleyen yıllarda İstanbul'un hızlı büyümesiyle araç trafiği beklentilerin ötesinde arttı. Nitekim gazeteci İlhan Selçuk'un 1970'lerde dile getirdiği "Bu köprü İstanbul'un trafik sorununu çözmeyecektir. Tersine yeni yeni köprüler gerektirecek" öngörüsü doğru çıktı. Boğaziçi Köprüsü'nün ardından 1988'de Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, 2016'da Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılarak Boğaz'ın iki yakası arasında iki ek bağ daha kurulmuştur. 2016 yılındaki darbe girişimi sırasında köprü, tarihin önemli anlarından birine tanıklık etti. 15 Temmuz 2016 gecesi darbeci güçler tarafından trafiğe kapatılan köprü üzerinde siviller ve askerler arasında çatışmalar yaşandı; halkın direnişi sonucu darbe girişimi bastırılırken, burada hayatını kaybeden vatandaşların anısına köprüye 15 Temmuz Şehitler Köprüsü adı verildi.

15 Temmuz Şehitler Köprüsü

Mimari Özellikler

Boğaziçi'nin mavilikleri üzerinde zarifçe yükselen 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, asma köprü tekniğiyle inşa edilmiştir. İki devasa çelik kule üzerine gerilen ana kablolar ve bunlardan sarkan askı halatları sayesinde, köprünün tabliyesi (yol platformu) havada asılı durur. Köprünün toplam uzunluğu 1.560 metre, iki kule arasındaki ana açıklığı 1.074 metredir. Genişliği 33,4 metre olan platform üzerinde çift yönlü 6 şeritli karayolu bulunmaktadır. Kulelerin yüksekliği yaklaşık 165 metreyi bulur ve köprünün orta açıklığı denizden 64 metre yüksektedir. Bu sayede yüksek tonajlı gemiler, Boğaz sularından güvenle geçebilmektedir.

15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün mühendislik tasarımı da dönemi için ileri çözümler içerir. İngiliz mühendisler Gilbert Roberts ve William Brown liderliğindeki ekip tarafından projelendirilen köprüde, klasik asma köprülerden farklı olarak rijitlik kirişleri kafes sistem yerine kutu kesitli aerodinamik çelik gövde şeklinde tasarlanmıştır. Bu yenilikçi tasarım, köprünün kendi ağırlığını azaltırken rüzgâr yüklerini de önemli ölçüde düşürmüştür. Ayrıca dikey askı halatları eğik bir düzende yerleştirilerek rüzgâr ve sismik sallantılara karşı yapısal sönümleme kabiliyeti artırılmıştır. Köprünün ana kabloları, her biri 58 cm çapında dev demetler halinde binlerce çelik telin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Yaklaşık 6.000 ton kablo çeliğinin kullanıldığı bu dev kablolar, tabliyeyi ve üzerindeki trafiği yıllarca güvenle taşımaktadır. Köprüde inşaat sırasında toplam 17.000 ton yapı çeliği ve 71.000 metreküp beton kullanılmış olması, projenin büyüklüğünü ortaya koymaktadır.

İnşasının tamamlandığı 1973 yılında Boğaziçi Köprüsü, dünyada benzerleri arasında dördüncü en uzun asma köprü konumundaydı. Yıllar içinde köprünün aydınlatma ve bakım çalışmalarına da önem verildi. 2007 yılında gerçekleştirilen LED aydınlatma sistemi yenilemesiyle köprü, gece saatlerinde rengârenk ışık oyunlarıyla İstanbul semalarını süslemeye başladı. Günümüzde köprü, her iki yönde toplamda günde 200 bine yakın aracın geçtiği hayati bir ulaşım koridorudur.

Kültürel ve Toplumsal Önem

İstanbul'un bir sembolü haline gelen 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, sadece bir mühendislik başarısı değil, aynı zamanda kentin kültürel kimliğinin bir parçasıdır. Boğaz'ın ilk köprüsü olması nedeniyle halk arasında yıllarca "Birinci Köprü" adıyla anılmış, şehrin hafızasında özel bir yer edinmiştir. İlk açıldığı yıllarda köprüden geçen İETT otobüslerindeki yolcuların, araç köprüye adım atar atmaz alkışlaması sık rastlanan bir manzaraydı. Bu coşkulu alkışlar, kıtaları birleştiren bu yapının toplumda uyandırdığı heyecanın bir göstergesiydi.

Köprü, İstanbul'da kıtalararası etkileşimin günlük hayata yansıyan somut bir simgesidir. İş ve sosyal hayatın koşturmacasında her gün on binlerce insanın üzerinden geçtiği bu yapı, iki yaka arasında hem fiziksel hem de sembolik bir köprü görevi görür. Özellikle 15 Temmuz 2016'daki olayların ardından köprü, ülke tarihinde demokrasi ve birlik sembolü olarak da görülmeye başlanmıştır. Adının resmî olarak "15 Temmuz Şehitler Köprüsü" şeklinde değiştirilmesi, toplumsal hafızada acı ve kahramanlığın buluştuğu bu mekânın önemini vurgulamaktadır. Bununla birlikte, köprünün eski adı olan "Boğaziçi Köprüsü" de birçok İstanbullunun dilinde yaşamaya devam etmektedir.

Her yıl düzenlenen İstanbul Maratonu (eski adıyla Avrasya Maratonu) kapsamında binlerce insanın yaya olarak köprüden geçmesi, köprünün şehir hayatındaki rolünü pekiştiren özel anlardan biridir. Normalde yaya trafiğine kapalı olan köprü, sadece bu gibi etkinliklerde yürüyüşçülere açılarak iki kıta arasında adımlarla geçme deneyimini mümkün kılar. Ayrıca milli bayramlar ve yılbaşı kutlamaları gibi özel günlerde köprü üzerinde gerçekleştirilen ışık gösterileri ve havai fişekler, İstanbul'un coşkusunu tüm dünyaya yansıtan görüntüler sunmaktadır.

Az Bilinenler ve İlginç Detaylar

"Birinci Köprü" Efsanesi
15 Temmuz Şehitler Köprüsü, İstanbul Boğazı üzerine inşa edilen ilk kalıcı köprü olma özelliğiyle halk arasında Birinci Köprü diye anılır. Ondan önce Boğaz'ı birleştiren herhangi bir sabit geçiş yoktu; bu yüzden köprünün açılışı, nesiller boyu hayal edilen bir rüyanın gerçekleşmesi olarak görülmüştür.

Açılıştaki Sallantı
30 Ekim 1973'teki açılış töreni sonrasında on binlerce İstanbullunun aynı anda köprüye adım atması, asma köprünün beklenmedik şekilde sallanmasına yol açtı. Köprü, tasarım gereği hareketli (dinamik) yüklere göre hesaplanmıştı ancak durağan yaya kitlesinin ağırlığıyla "Salıncak" gibi hareket etmeye başlayınca yetkililer güvenlik gerekçesiyle kısa süreliğine yaya geçişini durdurdu. Bu olay köprünün ilk sınavı olarak hafızalara kazındı.

Yaya Geçişinin Kapatılması
Boğaziçi Köprüsü ilk açıldığında yayaların kullanımına da açıktı. Hatta kulelerin içine yerleştirilen asansörlerle yayalar 1 lira ücret karşılığı köprüye çıkarılıyordu. Ancak birkaç yıl içinde köprüden atlayarak intihar etmeye kalkışanların artması üzerine, 1978'de yaya trafiğine tamamen kapatıldı. O tarihten bu yana köprü, sadece özel etkinliklerde (maraton gibi) yaya geçişine açılmaktadır.

Rekor Hızda İnşaat
Köprünün yapım aşamasında uluslararası ekip birçok ilke imza attı. Örneğin, ana kabloları oluşturmak için çekilen tel demetlerinde, yüklenici firma daha önce günlük en fazla 60 tel çekebilmişken, Boğaziçi Köprüsü inşasında bu sayı günde 70 tele çıkarılarak firmanın dünya rekoru kırıldı. Bu başarı, köprü inşaat ekibine özel primlerle ödüllendirildi.

Mizahi Bir Anı
İnşaatı gerçekleştiren yabancı firmanın üst düzey yöneticileri, proje ilerlerken İstanbul'u ziyaret etmişti. Rivayete göre, Boğaz manzarasına hâkim bir noktada ağırlanan misafirlerden biri "Siz burada cennette yaşıyorsunuz" diyerek İstanbul'un güzelliğine hayran kalmış. Hatta şantiye şartlarının zorluğu için öngörülen ek tazminatların bu ziyaretin ardından kesildiği espriyle karışık anlatılagelir.

Spor ve Kültür Etkinlikleri
Köprü açıldığından bu yana sadece ulaşıma değil, farklı etkinliklere de ev sahipliği yaptı. 1979'dan beri yapılan kıtalararası maraton koşusu dışında, 2005 yılında ünlü ABD'li tenisçi Venus Williams ile Türk tenisçi İpek Şenoğlu, Asya ve Avrupa'yı birleştiren köprü üzerinde sembolik bir tenis maçı gerçekleştirdi. Benzer şekilde 2010'da dünyaca ünlü rock grubu U2'nun solisti Bono, İstanbul ziyareti sırasında köprü üzerinde yürüyerek iki kıta arasındaki bu eşsiz bağlantıyı deneyimlemişti.

Yatla Boğaz'dan Keşif

Boğaz turu denildiğinde akla ilk gelenlerden biri, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü denizden izlemektir. Masmavi sular üzerinde süzülürken, devasa köprünün altından geçmek ve iki kıtanın arasında konumlanmış bu mühendislik harikasını farklı bir açıdan görmek unutulmaz bir deneyimdir. Bu deneyimi daha da özel kılmak için yapabileceğiniz en keyifli şeylerden biri yat kiralamak olacaktır. Kendi rotanızı belirleyerek Boğaz'ın eşsiz manzaraları eşliğinde seyahat etmek, hem şehri ziyaret eden turistlere hem de İstanbullulara farklı bir perspektif sunar.

Kendinize ait özel bir tekneyle Boğaz'ı turlamak, şehrin kalabalığından uzakta huzurlu anlar vadeder. Sevdiklerinizle birlikte boğazın serin esintisini hissederken, tarihi yalıların, zarif camilerin ve görkemli sarayların önünden geçeceksiniz. Bu eşsiz atmosferi doyasıya yaşamanız için yat kiralamanız size tamamen özgür ve konforlu bir gezi imkânı sağlar. Kalabalık tur teknelerinin sabit programlarına bağlı kalmadan dilediğiniz yerde durup fotoğraf çekebilir veya Boğaz'ın keyfini kendi hızınızda sürebilirsiniz.

İstanbul Boğazı'nda yat kiralamayı planladığınızda, hem gündüzün hem de gecenin ayrı güzelliklerini keşfetme şansınız olur. Gündüz vakti parlak güneş ışığı altında köprünün ihtişamını ve boğazın canlılığını izleyebilir, gece ise köprünün ışıl ışıl aydınlatılmış haline tanık olabilirsiniz. Yatta arkadaş grubunuz veya ailenizle düzenleyeceğiniz küçük bir kutlama, şehrin bu benzersiz atmosferinde unutulmaz bir hatıraya dönüşecektir. Özellikle gün batımında köprü silüeti altında içeceğinizi yudumlamak veya yıldızlar altında Boğaz'ın sakin sularında süzülmek, İstanbul seyahatinizin en özel anlarından biri olabilir.

Bir yat kiralayarak Boğaz'ın kalbine yolculuk etmek, İstanbul'un güzelliklerini yaşayabileceğiniz en ayrıcalıklı yollardan biridir. Profesyonel kaptan ve mürettebat eşliğinde gerçekleştirilen özel yat turları, güvenli ve konforlu bir deneyim sunar. İster romantik bir akşam yemeği için olsun, ister fotoğraf tutkunları en iyi açıları yakalamak amacıyla olsun, yat turu ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün ihtişamını doyasıya hissedebilirsiniz. Üstelik bu yolculuk sırasında Avrupa ve Asya yakalarının tarihi ve doğal güzelliklerini de panoramik olarak görme fırsatı bulacak, İstanbul Boğazı'nın neden dünyanın en etkileyici su yollarından biri olduğunu kendi gözlerinizle keşfedeceksiniz.