Marmara Denizi'nden ya da İstanbul Boğazı'ndan yatla geçerken, Tarihî Yarımada siluetinde yükselen Sultanahmet Camii hemen fark edilir.
Altı minaresiyle kentin silüetine katkı sunan bu görkemli cami, özellikle yabancı turistler tarafından
Mavi Camii (Blue Mosque) adıyla da anılır. Uzaktan bakıldığında kubbelerinin ve zarif minarelerinin denizle birleşen manzarası, İstanbul'a ilk defa gelen ziyaretçiler üzerinde unutulmaz bir etki bırakır. Geceleri aydınlatılan cami, suyun üzerinden şehrin ihtişamını sergileyen adeta bir yol gösterici gibidir.
Sultanahmet Camii'nin Tarihçesi
Sultanahmet Camii, Osmanlı Padişahı
I. Ahmet'in emriyle 1609 yılında inşa edilmeye başlanmış ve 1616'da tamamlanarak 1617 yılında ibadete açılmıştır.
Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa tarafından tasarlanan cami, Ayasofya'nın tam karşısında, eski Hipodrom alanının yanında konumlandırılmıştır. Sultan I. Ahmet, savaştan ganimet elde edemediği bir dönemde hazineden ayırdığı kaynaklarla bu büyük mabedi yaptırmış; açılış törenleri ve caminin ihtişamı halkın takdirini kazanmıştır. Ne var ki altı minareli olarak inşa edilmesi başlangıçta tartışma yaratmıştır. O dönemde sadece Mekke'deki Mescid-i Haram'da altı minare bulunduğundan, Sultan Ahmet "kibre kapılmakla" suçlanmıştır. Sultan, eleştirileri gidermek için Mekke'deki kutsal camiye yedinci bir minare eklettirerek sorunu çözmüştür. Cami ibadete açıldıktan bir süre sonra Sultan Ahmet 1617'de vefat etmiş ve caminin külliyesi içindeki türbeye defnedilmiştir.
Uzun yüzyıllar boyunca Sultanahmet Camii İstanbul'un en önemli ibadet merkezlerinden biri olmuştur. 1935 yılında Ayasofya müzeye dönüştürülünce, Sultanahmet şehrin ana camii konumuna yükselmiştir. Tarihî değeri ve mimarisiyle 1985'te İstanbul'un Tarihî Alanları kapsamında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir. Yaklaşık 400 yıllık geçmişi boyunca defalarca onarılan yapı, 2017 yılında başlayan kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçmiştir. Beş yıl süren restorasyon çalışmaları 2023'te tamamlanmış ve cami yeniden ibadete ve ziyarete açılmıştır. Günümüzde Sultanahmet Camii hem aktif bir ibadethane hem de yerli-yabancı turistlerin İstanbul'da ilk uğradığı tarihî mekanlardan biridir.
Sultanahmet Camii'nin Mimari Özellikleri
Sultanahmet Camii, klasik Osmanlı mimarisinin en görkemli örneklerinden biridir. Genel tasarımı, Osmanlı cami mimarisi ile komşu Ayasofya'nın Bizans kilise mimarisinden esintileri harmanlayarak yaklaşık 200 yıllık bir birikimin zirvesini temsil etmektedir. Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa, hocası Mimar Sinan'ın üslubunu devam ettirmiş ve ortaya klasik dönemin son büyük camisi çıkmıştır. Yapı, merkezi plan düzenine sahip olup ortada büyük bir ana kubbe ve etrafında yarım kubbeler ile desteklenmiştir. Cami, 64×72 metre ölçülerinde kareye yakın bir alanı kaplayan geniş bir ibadet mekânına sahiptir ve ana kubbe 43 metre yüksekliğe, 23,5 metre çapa ulaşmaktadır. Bu ana kubbe dört büyük sütun (fil ayağı) üzerine oturarak ağırlığını yanlardaki kemerler ve pandantiflerle taşımaktadır. Dış mekânda, caminin üç tarafını kuşatan geniş avlu neredeyse caminin iç mekânı kadar büyüktür ve kesintisiz kemerli revaklarla çevrilidir. Avlunun ortasında altıgen planlı mermer bir şadırvan vardır. Batı tarafındaki anıtsal avlu kapısının üstünde asılı duran demir zincir ise tarihî bir detaydır; vaktiyle yalnız padişah atıyla avluya girer ve bu zincirin altından geçerken başını eğmek zorunda kalırdı. Bu uygulama, hükümdarın bile Allah'ın huzurunda tevazu göstermesi gerektiğini sembolik olarak vurgulamaktaydı. Cami, altı adet ince ve yüksek minaresiyle benzersiz bir siluete sahiptir. İnşa edildiği dönem için eşi görülmemiş bu tasarım, sonradan İstanbul'un simgelerinden biri haline gelmiştir.
Caminin iç mekân süslemesi özellikle dikkat çekicidir. Duvarları ve kubbeleri, İznik atölyelerinde üretilmiş 20 binden fazla çiniyle bezelidir. Bu çinilerde mavi ve turkuaz ağırlıklı olmak üzere lale, sümbül, gül, servi gibi geleneksel bitki motifleri kullanılmıştır; bu zengin bezeme camiye Mavi Cami denmesinin başlıca sebebidir. İç mekânın alt seviyelerinde klasik tarzda sade desenli çiniler görülürken, galeri hizasında desenler daha canlı ve gösterişli bir hal almaktadır. 200'den fazla renkli vitray pencere, gün ışığını içeri alarak kubbelerin altında ferah bir atmosfer sağlıyor. Ana ibadet alanının odak noktası olan mihrap (kıble nişi), ince işçilikle oyulmuş mermerden yapılmıştır; mukarnaslı (sarkıt işlemeli) bir niş ve üzerinde iki kitabe paneli vardır. Mihrabın sağında yer alan minber (hatip kürsüsü) de mermerden yapılmış olup zarif ayrıntılarla dekore edilmiştir. Kubbe ve yarım kubbelerin içi ağırlıklı olarak mavi tonlarda kalem işi motiflerle süslüdür. Ayrıca caminin iç yazı dekorasyonlarının büyük kısmı ünlü hat ustası Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubari'nin eseridir. Tüm bu mimari ve sanatsal özellikler, Sultanahmet Camii'ni sadece bir ibadethane olmanın ötesine taşıyarak bir sanat şaheseri ve İstanbul'un en değerli kültürel miraslarından biri haline getirmektedir.
Sultanahmet Camii'ni Yatla Keşfedin
İstanbul'da yat kiralama ile yapacağınız bir gezi, şehrin güzelliklerini denizden keşfetmenin en keyifli yollarından biridir. Özellikle Marmara Denizi yönünden Tarihî Yarımada'ya yaklaşırken altı minareli Sultanahmet Camii tüm heybetiyle uzaktan seçilir. Yatın güvertesinden, caminin deniz ve gökyüzüyle bütünleşen siluetini seyretmek, İstanbul'u farklı bir açıdan deneyimlemenizi sağlar. Gündüz vakti güneş ışınlarının caminin kubbeleri üzerindeki yansıması, mavi sularla birleşerek kartpostal tadında bir manzara sunar.
Akşamüstü Boğaz sularında yat kiralayarak yapacağınız bir tur ise Sultanahmet Camii'ni bir başka güzel gösterir. Gün batımında ufukta kızıllığa bürünen gökyüzü, caminin siluetini arka planda adeta bir tabloya dönüştürür. Hava karardığında caminin aydınlatılan kubbe ve minareleri, Boğaz'ın karanlık sularında parıldar. Yatın hafif salınışları eşliğinde bu manzarayı izlemek, şehrin tarihi dokusunu ve doğal güzelliğini aynı anda hissetmenize olanak tanır.
İstanbul'un kalabalık ve koşuşturmacasından uzakta, denizden şehri turlamanın verdiği huzur bambaşkadır. Siz de bu eşsiz deneyimi yaşamak için bir
yat kiralayın; boğaz esintileri arasında ilerlerken Sultanahmet Camii'nin siluetini özgürce fotoğraflayın ve şehrin bu ikonik yapısını denizden keşfetmenin ayrıcalığını doyasıya yaşayın. Istanbul Boğazı'nda veya Marmara kıyılarında yatla yapacağınız bir gezi, Sultanahmet Camii başta olmak üzere Tarihî Yarımada'daki eserlerin büyüleyici güzelliğini hafızanıza kazımanın unutulmaz bir yoludur.